Türkiye Barolar Birliği Dergisi 139.Sayı

19 TBB Dergisi 2018 (139) Elvin Evrim DALKILIÇ sinden hukuki belirliliğin anlaşılması gerektiği görüşü isabetli olmak- la birlikte idarenin düzenleme yetkisine sınır getirilmesi adına yeterli değildir. Özellikle yürütmenin düzenleyici işlemlerindeki niteliksel gerekliliklerin neler olduğu yoruma açıktır. İdareye tanınan düzenle- me yetkisi dolayısıyla niteliksel gerekliliklerin neler olduğunun tespi- tinin de idareye bırakıldığı durumlarda belirlilik ilkesi anlamını yiti- rebilecektir. Anayasa Mahkemesi’nin dava konusu kural kapsamında Bakanlar Kurulu’na sınırlı olarak verilen yetkinin keyfi kullanılması halinde keyfiyetin Anayasa’nın 125 inci maddesi kapsamında yargı denetimine tabi olduğunu belirtmesi de belirlilik ilkesinin anlamını yitirebileceği yönündeki yorumumuzu aslında desteklemektedir. Ni- tekim ancak yargı kararıyla hukuka aykırılığı tespit edilen bir düzen- lemenin hukuki belirliliği karşıladığı söylenemez. 6455 sayılı Kanun’un 80 inci maddesiyle, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 397 nci maddesine eklenen (5) numaralı fıkranın ikinci cümlesinin iptali istenen hükmüyle 14 ilgili olarak Anayasa Mahkemesi, “yasama yetkisinin devredilemezliği ilkesi uyarınca, yasa koyucunun temel ilkeleri koymadan, çerçeveyi çizmeden yürütmeye yetki vermemesi, sınırsız ve belirsiz bir alanı yürütmenin düzenlemesine bırakmaması” gerektiğini belirtmekle birlikte idarenin düzenleme yetkisinin kapsamını bir kez daha genişlettiği izlenimini uyandırmaktadır. Yüksek Mahkeme’ye göre, “Kanun ile yetkilendirme Anayasanın öngördüğü biçimde kanun ile düzenleme anlamına gelmez. Kanun koyucu gerektiğinde sınırlarını belirle- mek koşuluyla bazı konuların düzenlenmesini idareye bırakabilir” demek- te ancak bu bağlamda “sık sık değişik önlemler alınmasına veya bunların kaldırılmasına gerek görülen ekonomik, teknik veya benzeri alanlarda temel kurallar saptandıktan sonra” ayrıntıların düzenlenmesinin idareye veril- mesinin, yasama yetkisinin devri olarak nitelendirilemeyeceğini ifa- de etmektedir. 15 Bu kararın eleştirilebilir yönü, “sık sık değişik önlemler alınmasına veya bunların kaldırılmasına gerek görülen benzeri alanların” kapsamını belirlemenin idarenin keyfiyetine bırakılmış olmasıdır. 14 İptali istenen hüküm, anonim şirketlerin bir kısmı ile 4572 sayılı Kanun kapsa- mındaki kooperatifler ve bunların bağımsız denetime tâbi olmayan üst kuruluş- larının denetimine ilişkin olarak kuralda belirtilen hususların Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca hazırlanan ve Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle düzen- leneceğini öngörmektedir. 15 Anayasa Mahkemesi, 29.01.2014, E. 2013/66- K. 2014/19, Resmi Gazete Tarih- Sayı: 10.01.2015-29232

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1