Türkiye Barolar Birliği Dergisi 139.Sayı

203 TBB Dergisi 2018 (139) Süheyla Suzan Gökalp ALICA Elbette kişiseldir. O yörede veya şehirde yaşıyorsa, kişiyi doğrudan etkilememesi mümkün değildir. Bir imar planının değiştirilmesinde veya bir yatırımın yapılıp yapılmamasında kimlerin söz sahibi olması gerektiği tartışması önemlidir. Elbette kişi olarak dava açma hakkımı- zın, menfaatimizin olması gerektiği açıktır. Ancak Danıştay pek çok kararında vurguladığı üzere, herkese iptal davası açma yetkisinin ta- nınması durumunda, idarenin tüm işlemlerinin dava tehdidi altında olacağını ifade etmektedir. Bu düşünceye göre bu durum, idarinin iş- leyişini olumsuz yönde etkileyecek ve işlemle ilgisi olmayan kişilerin gereksiz başvuruları sonucunda yargı organlarını meşgul edecektir. Yargının aşırı iş yükü altında kalmasına neden olmayacak şekilde ve aynı zamanda bireysel çıkarın ötesinde kamusal yararı etkileyen idari işlemlerin yargısal denetime tabi olması konusunda bir dengenin sağ- lanması gerektiği açıktır. İdari yargının kişisel menfaat kavramını dar ya da geniş yorum- laması, iptal davasının alanını genişletmekte ya da daraltmaktadır. Bireylerin menfaatini tespit ederken Danıştay’ın kullandığı belirli öl- çütler bulunmaktadır. Kiracı olma, malik ya da zilyet olma, hizmetten yararlanma, belde sakini olma, vergi yükümlüsü olma, milletvekili olma ve vatandaşlık sıfatı gibi. Diğer bir ifade ile bu sıfatlara dayanı- larak, kimi davalarda menfaat ilişkisi kabul edilmekte, kimisinde ise edilmemektedir. Aşağıda bireyler arasındaki bu farklı sıfatlara göre menfaat ilişkisi tartışılmıştır. 7.1. Belde Sakinleri (Hemşehriler) Danıştay içtihatlarında çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korun- ması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren ko- nularda vatandaş, belde ya da semt sakini sıfatıyla dava açılabileceği kabul edilmiştir. Danıştay genel olarak, planlama sürecindeki hatala- ra, imar mevzuatı ile planlama ilkelerine aykırılıklara ve planın uy- gulanması ile birlikte ortaya çıkacak aksaklıklara ilişkin, dolayısıyla bu iddiaların bireysel yararın ötesinde kamusal yararı etkiler nitelikte olan, bu nedenle imar planlarının ve bu planların hayata geçirilmesi anlamına gelen parselasyon işleminin, beldede ikamet etmekte olan davacının menfaatini etkilediğine karar vermektedir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1