Türkiye Barolar Birliği Dergisi 139.Sayı

20 Anayasa Mahkemesi’nin Son Dönem Kararlarında Yasa ile Yetkilendirmenin Anlamına ... Ekonomik veya teknik alanların sık sık değişik önlemler alınmasını gerektirmesi mümkündür. Ancak benzer alanların neler olduğunun değerlendirmesi yine yukarıda benzer bir şekilde eleştirdiğimiz gibi, ancak hukuka aykırılık iddiası söz konusu olduğunda yargı organları- na bırakılmış olmaktadır. 6456 sayılı Kanun’un 2 ncimaddesiyle değiştirilen 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 7/A maddesinin birinci fıkrasının bir bölümünün 16 iptalinin istendiği davada Anayasa Mahkemesi, hukuk devleti ilkesi ile ilgili içtihadına yer verdikten sonra yasama yetkisinin devredilmezliğinden ne anla- şılması gerektiğini açıklamaktadır. Yüksek Mahkeme’ye göre, “yasama yetkisinin devredilemezliği esasen kanun koyma yetkisinin TBMM dışında başka bir organca kullanılamaması anlamına gelmektedir. Anayasa’nın 7. maddesi ile yasaklanan, kanun yapma yetkisinin devredilmesidir. Bununla birlikte, çok geniş yorumlandığında yasama yetkisinin devredilemezliği il- kesi kanunla düzenlenmesi gereken konuların yürütmeye bırakılmasını da yasaklamaktadır. Bu noktada Anayasa gereğince kanunla düzenlenmesi ge- reken hususlarla diğerleri arasında bir ayrım yapmak gerekecektir. Anayasa temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması (m.13), vergi ve benzeri mali yü- kümlülüklerin konması (m.73) ve memurların atanmaları, özlük hakları v.s. 16 İptali istenen ancak Anayasa’ya aykırı olmadığı sonucuna varılan 6456 sayılı Kanun’la değişik 4749 sayılı Kanun’un 7/A maddesinin birinci fıkrası, Hazine Müsteşarlığından sorumlu Bakan’a, Türk Ticaret Kanunu’nun kuruluş, tescil, de- netleme, sermaye, tasfiye ve işleyişe ilişkin hükümlerine bağlı olmaksızın varlık kiralama şirketi kurma yetkisi verilmesinin ve Kanun kapsamındaki kurum ve kuruluşlara ait taşınır ve taşınmazlar ile kullanma, yararlanma, işletme ve sair haklar gibi maddi olmayan varlıklara ilişkin alım, satım, geri alım, kiraya verme, geri kiralama, bedelli veya bedelsiz devir işlemlerini ve benzeri işlemleri mevzu- atta yer alan şekil kurallarına tabi olmaksızın tesis etme konusunda varlık kirala- ma şirketlerinin yetkili kılınmasının yasama yetkisinin devri niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal davasına konu edilmiştir. İptali istenen fıkra hükmü aşağıdaki gibidir: Bu Kanun kapsamındaki halka açık olmayan kurum ve kuruluşlara ait taşınır ve taşınmazlar ile kullanma, yararlanma, işletme ve sair haklar gibi maddi olmayan varlıklara ilişkin, ilgili kurumların görüşleri alınarak alım, satım, geri alım, kiraya verme, geri kiralama, bedelli veya bedelsiz devir ve benzeri işlemleri mevzuatta yer alan şekil kurallarına tabi olmaksızın tesis etmeye ve bu işlemleri aynı usule tabi olarak yapmak üzere 13.1.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun kuruluş, tescil, denetleme, sermaye, tasfiye ve işleyişe ilişkin hükümlerine bağ- lı olmaksızın özel hukuk tüzel kişiliğini haiz varlık kiralama şirketleri kurmaya veya özel hukuk tüzel kişiliğini haiz varlık kiralama şirketleri kurmak üzere kamu sermayeli kurumları görevlendirmeye Bakan yetkilidir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1