Türkiye Barolar Birliği Dergisi 139.Sayı

210 Çevrenin Korunmasına İlişkin İptal Davalarında Kişisel Menfaat Kavramı ehliyeti bulunmadığını düşünmektedir. Ancak, meclis toplantılarına katılarak karşı oy kullanan veya görüşmeye katılmayarak oy kul- lanmayan, diğer anlatımla olumlu iradesini açık veya zımni olarak belirtmeyen meclis üyelerinin, belde halkının hak ve menfaatlerini korumakla görevli olduklarından dolayı dava açma ehliyetlerinin bu- lunduğunu kabul etmektedir. Örneğin, “… 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planının onaylanmasına ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi Kara- rının oylanması sırasında muhalefet ile ilgili görüş belirtmek üzere söz alan olmadığı gibi davacı belediye meclis üyelerinin oylama sonucunda karşı oy kullanan üyeler olduklarına dair somut bir belge ya da muhalefet şerhlerinin bulunmaması karşısında, işlem ile davacıların hukuken korunabilir, ciddi ve makul bir menfaat ilişkisinin varlığı tespit edilemediği gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine” karar 102 verilmiş; ancak kararın temyizi üze- rine Danıştay tarafından, “…. Görüşmeye katılmayarak oy kullanma- yan; diğer bir anlatımla olumlu iradesini açık ve zımni olarak belirt- meyen davacı meclis üyelerinin, belde halkının hak ve menfaatlerini korumakla görevli olduklarından; söz konusu işleme karşı dava açma ehliyetlerinin bulunduğu” kabul edilmiştir. 103 Diğer taraftan Danıştay, meclis toplantılarına katılmak suretiyle oy kullanan belediye meclis üyelerinin; söz konusu karara karşı dava açmak istediklerinde, kararda muhalif kaldıklarını somut bir belge ile ispatlamak zorunda oldukla- rını; aksi halde meclis üyelerinin hukuken korunabilir, ciddi ve makul menfaatlerinin bulunmadığı hükme bağlamıştır. Bu yöndeki bir kara- rında Danıştay, “… söz konusu belediye meclisi toplantısında dava konusu işlemin oyçokluğu ile kabul edildiği yönünde tutanak tutulduğu halde, mu- halif kalan kişilerin davacılar olduğuna dair herhangi bir tespitin yapılmadığı ve meclis kararında da muhalefette kalanlar ile gerekçelerine ilişkin bir hususa yer verilmediği görülmüştür. Olayda, dava konusu belediye meclisi kararı- nın oylanması sırasında muhalefet ile ilgili görüş belirtmek üzere söz alan olmadığı gibi oylama sonucunda karşı oy kullanan üyeler olduklarına ilişkin somut bir belge veya muhalefet şerhlerinin bulunmaması karşısında, dava- cıların karara muhalif kaldıkları saptanamamakta olup, dava konusu işlemle davacıların hukuken korunabilir ciddi ve makul bir menfaat ilişkisinin varlığı tespit edilemediğinden anılan meclis kararına karşı dava açma ehliyetlerinin 102 İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nin 23.08.2011 tarihli E.2011/974, K.2011/1214 sayılı kararı. 103 Danıştay 6. Dairesi’nin 14.06.2012 tarih ve E.2011/8759, K.2012/3461 sayılı kararı.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1