Türkiye Barolar Birliği Dergisi 139.Sayı

252 Yatırım Antlaşmalarında Yer Alan Adil ve Eşit Muamele İlkesinin Hukuki Niteliği niteliğe sahip olduğunu ileri sürmek için yeterli değildir. Zira Adalet Divanı, bu durumu, Nikaragua kararında şöyle açıklamıştır; 30 “ Uluslararası hukukun iki farklı kaynağından doğan iki farklı norm aynı içeriğe sahip olsalar da söz konusu Devletler bu iki norm ile antlaşmalar düzeyi ile örf ve âdet gereği bağlı olsalar da; bu iki norm hala ayrı ayrı var olmaya devam ederler .” Dolayısıyla, içerikleri aynı olsa da iki farklı kaynaktan doğan iki farklı norm söz konusu olabilmektedir. 2. Adil ve Eşit Muamele İlkesi Örf ve Adet Hukuku Normu Mudur? Antlaşmalar ile örf ve adet hukukunun üçüncü bir etkileşimi, dev- letlerin zaman içerisinde yaygın ve sürekli bir örnek davranışları ve bu davranışların hukukun gereği olduğu inancıyla ilgili normun örf ve adet hukukuna dönüşmesiydi. Dolayısıyla, adil ve eşit muamele ilke- sinin yaygın olarak kullanılmasından dolayı ortaya bir örf adet kuralı çıkmış mıdır? Adalet Divanı, Kuzey Denizi Kararında, antlaşma hükümlerinin örf ve adet kuralının oluşmasına temel oluşturabileceğini kabul et- miştir. 31 Öyle ki, bir örnek davranış ( consuetudo ) ve hukuka uygunluk gerekçesiyle bu davranışların tekrarlanması ( opinio juris ) örf ve adet hukukunu oluşturmaktadır. 32 Çok taraflı yatırım Antlaşmalar bağla- mında değerlendirecek olursak bazılarında bu ilke yer almamaktadır. Ancak neredeyse tüm ikili yatırım Antlaşmaları bu ilkeyi içermekte- dir. Bu açıdan devletlerin yatırım Antlaşması imzalaması her iki unsur içinde yeterli sayılabilir mi? 30 Military and Paramilitary Activities in and against Nicaragua (Nicaragua v. USA) s. 95, para. 178. “[E]ven if two norms belonging to two sources of international law appear identical in content, and even if the states in question are bound by these rules both on the level of treaty-law and on that of customary international law, these norms retain a separate existence.” 31 North Sea Continental Shelf Cases (Federal Republic of Germany v. Denmark; Fe- deral Republic of Germany v. Netherlands) para. 71 “The court observed: “There is no doubt that this process is a perfectly possible one and does from time to time occur: it constitutes indeed one of the recognized methods by which new rules of customary international law may be formed. At the same time this result is not lightly to be regarded as having been attained” 32 Akif Emre Öktem, Uluslararası Teamül Hukuku, Beta, (2013), s. 56, 102

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1