Türkiye Barolar Birliği Dergisi 139.Sayı

308 Çevresel Göç ve Çevre Göçmenleri Sorununun Çevre Hukukundaki Yeri Öğretiye etkisinin herkesi kapsamamasına 59 ve kavram birliğini sağlayıcı bir sonuç da yaratmamasına karşın, BMMYK’nin yaklaşımı- nın bazı terimlerin tercih edilmesinde, belli ölçüde, bir eğilim oluştur- duğu görülmektedir. Bu eğilim, öğretideki önerilerin çoğunda ve res- mi belgelerde mülteci kavramının göçmen kavramından ayrı olarak ve Mülteci Sözleşmesindeki özgün anlamıyla kullanılmasına özen göste- rilmesidir. Ancak terim kullanımındaki bu özene rağmen, geleneksel yasal anlamıyla mülteci kavramının önemli bir unsuru sayılan “ülke dışına (başka ülkelere) göç” ile sınırlı kalınmayıp, ülke içine göçün de seçilen kelimelerin kapsamına alınması ve nihayet, göçün bütün ne- denleri ve bunlar arasındaki ilişkilerin aynı şemsiye altında irdelenme- si açılarından BMMYK’nin yaklaşımından uzaklaşılmaktadır. Bu makalede , sorunu çevre hukukunun “bütünselliği de içeren özgünlüğü” içine tüm yönleriyle birlikte oturtmak amaç olduğundan, şemsiye bir kavram olan çevre göçmenleri ifadesinin kullanılması yeğlenmiştir. Çevre ve göçmen sözcükleri, diğerlerini alt başlık ola- rak kapsamlarına alacak şekilde geniştirler. Bir kere, çevre kavramı- nın kapsamındaki çok sayıda unsurdan birisi olması nedeniyle, “iklim göçü ve iklim göçmenleri” terimlerinin kullanılması konuyu epeyce sınırlayacağı gibi onu bütünselliğinden uzaklaştırdığından, etkili olma bir yana, yanıltıcı sonuçlar da doğurabilecektir. Mülteci kavramı da geleneksel hukuki anlamıyla dar bir içeriğe sahip olup, genel bir te- rim olan göçmen sözcüğünün onu da kapsayacak genişlikte olduğu da kuşkusuzdur. Konuya bu şekilde geniş yaklaşma, sorunun makro boyutunu analiz edebilmek ve bu bağlamdaki kökensel nedenlerini önlemek için şarttır. Diğer sözcükler (mülteci, göçe zorlanma, yerin- den olma, iklim gibi) nedensellik derecelerinin netliği esas alınmak suretiyle (nedenlerle göç arasındaki ilişkilerin doğrudan ya da dolaylı oluşu ve belirlenebilirlikleri), çevre göçmenleri kavramının çatısı al- tındaki somut nitelikli alt grupları göstermek için esas alınabilir. Soru- nun yukarıda belirtilen (II.A.5) mikro boyutunda yer alan göçmenlerin mağduriyetlerinin giderilmesine yönelik hukuki yöntem ve araçlar ile devletlerin yükümlülükleri de bu alt gruplara göre, farklı şekillerde belirlenebilir. Bu bağlamda verilecek tipik örnek, üzerinde bir tartış- ma olmayan “kapana sıkışmışlar”ın ( trapped populations ) durumudur. 59 Nitekim kimi yorumlarda (Cardy, s.2), mülteci kavramına, Mülteci Sözleşmesinin dışına taşan, geniş ve esnek bir anlam verilmiş ve hatta bu durum açıkça da belir- tilmiştir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1