Türkiye Barolar Birliği Dergisi 139.Sayı

313 TBB Dergisi 2018 (139) Nükhet YILMAZ TURGUT ve bilinçli bir tutum söz konusuysa bunun “baskı“ kavramının kapsa- mına gireceği öne sürülmüştür. 70 Ayrıca, MS’ndeki yasal tanıma soka- bilmek için, bu durumun sözleşmede sayılan beş unsur ile bağlantısı da kurulmaya çalışılmıştır. Çevresel felaketlere maruz kalanların sos- yal bir grup olarak kabulü (bunların çevrelerini korumak için politik açıdan güçsüz olmaları, Çernobil faciasında olduğu gibi aynı olumsuz durumu paylaşmaları 71 gibi) bunlar arasındadır. Aslında, yukarıda (II. A) belirtilen, çevresel ırkçılık ya da genel anlamıyla çevresel adaletsiz- lik örneklerinde de bu anlamda sosyal grup oluşabileceği kabul edil- melidir. Ancak, çevresel mağduriyete uğrayanların, MS’nin kabul etti- ği anlamda sosyal bir grup sayılamayacağı düşüncesiyle, çabalardaki söylemler daraltılmış, esasen tanıma giren türdeki bir sosyal grubun çevresel mağduriyete maruz kalmasına 72 işaret edilmiştir. Aslında, bizzat BMMYK, çevresel nedenlerle bazı sınıraşan göç olaylarında, göç edenlerin mülteci statüsünde sayılıp koruma elde edebileceğini belirtmiş, ancak bu durumun çok ender olacağına ve ya- sal bir yükümlülük yaratmayacağına 73 da dikkat çekmiştir. Bu bağlam- da verilen ilk örnek, “doğal bir felaket durumunda, bundan mağdur olanların, hükümetleri tarafından, bilinçli bir şekilde (MS’nde sayılan nedenlere bağlı olarak), onları cezalandırmak ya da değersizleştirmek için, yardımdan yoksun (esirgeme ya da engelleme şeklinde) bırakıl- malarıdır. Diğer bir örnek, ülke dışına göç durumunun, felaketlerin de etkisiyle gözüken, kıt ve temel önemdeki çevresel kaynaklara (su gibi) erişim konusundaki ciddi bir çatışmadan kaynaklanmasıdır. 74 Ancak burada iki noktayı belirtmek gerekiyor. İlki, sayıları sınırlı olan bu örneklerin, Warren’ın belirttiği üzere, 75 esasında, MS’ndeki unsurları karşıladıkları için onun kapsamına girdiklerinin kabul edilmesidir. Kı- sacası, burada, çevre göçmenleri konusunu doğrudan ele alma, ya da genişletici yorumla bu konuyu kapsama sokma söz konusu değildir. 70 Warren, s. 2117; Cooper, s.501-521 (Cooper, geniş bir yorumdan hareketle, baskı- nın fiilen varolduğunu çeşitli örneklerle ortaya koymaktadır). 71 Bkz. Cooper, s.521-526. 72 Falstrom, s. 13. 73 UNHCR, Forced Displacement …, s. 10 ve UNHCR, Climate Change …, s.36. 74 UNHCR, Forced Displacement …, s.10. Afrika’da çevre felaketleri ile bağlantı ku- rularak bazı mağdurlara koruma ve yardım sağlanmasının bir örneği, Somali’de 2010-2011’de yaşanan çatışmanın kuraklığa bağlanmasıdır. Bu durum için bkz. UNHCR, Climate Change .., s.36. 75 Warren, s. 2117.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1