Türkiye Barolar Birliği Dergisi 139.Sayı

326 Çevresel Göç ve Çevre Göçmenleri Sorununun Çevre Hukukundaki Yeri Sözleşme taslağının içeriğine ilişkin kısa açıklamaların da göster- diği gibi, Taslak çevresel göç sorununa, dolayısıyla kökendeki neden- lere odaklanmamış olup, herhangi bir yerinde buna ve önlemeye iliş- kin dolaylı bir ifadeyi de içermemektedir 108 ki amacı düşünüldüğünde, bu durumu doğal karşılamak gerekir. Amaçtaki odak noktası, çevresel nedenlerle mağdur olup da mülteci hukukundaki korumanın dışında kalanlara, aynı tür bir korumanın sağlanmasıdır. Dolayısıyla, böyle bir düzenleme önleyicilik bakımından, ancak çok dolaylı şekilde işlev gö- rebilir. Bu da mağduriyete yol açan çevresel olumsuzlukların giderek arttığı düşünüldüğünde, getirilecek koruma rejimi ile mağduriyetle- ri karşılamanın devletler için getireceği külfetin de giderek artacağı; böylece devletlerin bu artışdan kaçınmak için çevresel olumsuzlukları önlemeye çalışmalarıdır. Ancak burada külfetin, klasik fayda-maliyet analizine göre yapılma olasılığı ile devletlerin, külfete girmemek için, böyle bir sözleşmeyi baştan kabul etmemeleri böyle bir işlevin önün- deki engel ya da çıkmazlardır. C. Çevre Hukukunun Özgünlüğü Kapsamındaki Yaklaşımlar Geleneksel hukuk dallarının sorunun çözümündeki sınırları ve ye- tersizlikleri, çevre hukukunun, uluslararası, bölgesel ve ulusal düzey- lerde kabul görmüş esaslarının bu konudaki hukuki boşluğu ne ölçüde doldurabileceği sorgulamasını beraberinde getirmiştir. Esasında, bu hukuk dalının, amaç dâhil, ortak kabul görmüş bütün genel esasları- nın (ilke, kavram, araç ve genel kurallar) ve bunları yansıtan ulusla- rarası hukuki düzenlemelerin gerektiği gibi uygulanmasının, çevresel göçün kökenindeki nedenlerin önlenmesini sağlayacağı kuşkusuzdur. Ancak, devletlerin uygulamalarına bakıldığında, bu bağlamda kaşıla- şılan sorun, bütün bu kuralların önleyicilik açısından kâğıt üstünde kaldığıdır. Bu sonuçta, ilgili uluslararası mevzuatın “devletleri uygu- lamaya zorlama ve yaptırım” açısından yetersiz oluşunun önemli payı vardır. Dolayısıyla, ayrıksı durumlar da görülmekle birlikte, aşağıdaki açıklamaların göstereceği gibi, çabaların büyük bir kısmı uluslararası çevre mevzuatındaki ( özellikle iklim değişikliği konusundaki) kural- 108 Bu tür bir sözleşme önerisini öne süren bir çalışmada (Bush, s.575), “sadece mağ- durları koruyucu değil, çevresel göçe yolaçan tehlikeleri önleyici hükümlere de yapılacak sözleşmede yer verilmesine” işaret edilmesinin arkasında bu olgu var- dır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1