Türkiye Barolar Birliği Dergisi 139.Sayı

335 TBB Dergisi 2018 (139) Nükhet YILMAZ TURGUT bu bağlamda kayda değer bir yeniliktir. Bu ilke “halen mevcut huku- kun güvenceye aldığı küresel çevre koruma düzeyini azaltıcı kurallar kabul etmekten ve faaliyetlere izin vermekten kaçınma” şeklinde ifa- de edilmiştir. Bu hüküm, ülkemiz gibi, çevre korumayı ve çevre mev- zuatını sadece şekil olarak gören ülkelerdeki uygulamalar nedeniyle, büyük önem taşımaktadır. Bununla bağlantılı sayılabilecek diğer iki hükümden birisi etkili hukuki düzenlemeler yapma ve etkili şekilde uygulama ödevidir ki bundan kasıt, hukuki düzenleme ve uygula- maların şekilsel kalmayıp çevre koruma amacına hizmet etmeleridir. Diğer hüküm ise “çevreye özen gösterme ödevi” olup; devletler, ulus- lararası kuruluşlar, gerçek ve tüzel kişiler bunun muhatabı sayılmıştır. Bu hükümde, anayasalarda devlete ve bireylere getirilen çevreyi koru- ma ödevinin veri alındığı söylenebilir. Önleme ilkesinin düzenlenmesinde çevresel etki değerlendirme- sinin gerekliliğinin ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerinin de özenle vurgulanması önemlidir. Entegrasyon ilkesi düzenlenirken sürdürülebilir kalkınmanın esas alınması gereği belirtilmiş, bu kavra- mın bilinen yerleşmiş tanımı, kuşaklararası hakkaniyetin düzenlen- diği madde ile önsözde belirtilmiştir. Çevresel zararı elverişli şekilde giderecek tedbirlerin alınması; çevre eğitiminin yüksek ölçüde sağlan- ması; ekosistemlerle insan faaliyetlerinin bunlara etkileri konusundaki “bilimsel bilginin” geliştirilmesi; ekosistemlerin çeşitlilik ve kapasite- sini koruyup iyileştirecek ve çevresel bozulmaları önleyip giderecek önlemlerin alınması da ortak kabul görmüş esaslardandır. Taslak, çevre hukukunun özgünlüğüne dayalı genel çerçevesi nedeniyle, aşağıda sonuç kısmında vurgulanan sorgulamalara, dola- yısıyla, çevresel göçün de dâhil olduğu çevre sorunsalının kökensel nedenlerine yanıt veren “kuramsal ve hukuki çatıyı oluşturma” işlevi görecektir. Bu yüzden, Taslağa yöneltilen bazı olumsuz eleştirilerde 126 , “ekonomik-politik” menfaat temelindeki geleneksel yaklaşımların et- kisinin ağır basmasıyla, bu olgunun görülemediğini söylemek yanlış olmaycaktır. 126 Taslağın, çevrenin korunmasındaki mevcut engeller için bir şey yapamayacağı, esaslı hukuki karışıklıklar yaratacağı ve böyle bir sözleşme için çabalamanın za- man kaybı olacağı yolundaki eleştiri için bkz. Darby ve Biniaz.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1