Türkiye Barolar Birliği Dergisi 139.Sayı

338 Çevresel Göç ve Çevre Göçmenleri Sorununun Çevre Hukukundaki Yeri lim değişikliğinin ve çevresel bozulmanın olumsuz etkileri” sözcükleri de bu kısımda ve ara başlık olarak belirtilmiştir. Burada, sadece iklim değişikliğinin yer verilmeyip çevresel bozulmadan da söz edilmesi, konuya daha genel yaklaşıldığını gösterir. Ayrıca, bunun bir gere- ği olarak hem aniden hem de zamanla ortaya çıkan doğal felaketler esas alınmıştır. “İklim değişikliğinin ve çevresel bozulmanın olum- suz etkilerine” ve “ani ve zamanla gözüken doğal felaketlere” yanıt çerçevesinde, yine aynı paragrafta “berteraf” ( eliminate) , Anlaşmanın bir başka yerinde ise (paragraf 12) “azaltmak-hafifletmek-” ( mitigate ) sözcükleri kullanılmıştır. Böylece, amaç çerçevesindeki açıklamalarda ve anlaşmanın tümünde, nedenlere yönelik olarak “önleme” (prevent ) sözcüğü kullanılmamıştır. Öte yandan, Anlaşma, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemin- deki (Gündem) “amaçlar, hedefler ve göstergeleri” temel veri almış, bunları gerçekleştirmeye yönelik girişimlerin göç sorununa, köken- leri dâhil, katkıda bulunacağını varsaymıştır. Bu amaçlar, Gündem- de, kalkınma kavramının ekonomik boyutu dışına çıkılmak suretiyle; fakirliğin giderilmesi, gıda güvenliği, sağlık, eğitim, kentsel ve kırsal gelişim, istihdam yaratılması, cins eşitliği, insan haklarının korunması gibi çok sayıda boyutu kapsayan daha geniş çerçevede geliştirilmiştir. Ancak, bu geliştirmede daha kapsayıcı boyutlar düşünülmekle birlik- te, sürdürülebilir kalkınma kavramının özünde ve kökeninde yer alan ve aşağıda vurgulanacak “yerleşik sisteme yönelik sorgulama” olgusu görmezden gelinip, onun zaman içinde yerleştirilmiş gevşek yorumu esas alınmıştır. Böylece anlaşmanın uygulanmasında kendilerine rol verilip umut bağlanan özel sektör ve uluslararası finans kuruluşları- nın bu rollerini yerine getirirken, alışık oldukları geleneksel ekonomik anlayış ve hedeflerden ne ölçüde uzaklaşabilecekleri de kuşkuludur. Dolayısıyla, bu bağlamda sorgulamalar yapmayan bir anlaşmanın da çevresel göç sorununun, gerçek anlamda önleyiciliği hedef alan makro boyutuna etkili bir yanıt sağlamasını beklemek güçtür. V. SONUÇ SAPTAMA Bütün ülkeler açısından riskler getiren çok önemli bir sorun olma- sına karşın, çevresel göçü önleme bir yana, mağduriyetler konusunda bile etkili bir hukuki çözüme ulaşılamamasında, konunun karmaşıklı- ğının, özellikle “tanım, sınıflandırma ve nedenselliği netleştirme güç-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1