Türkiye Barolar Birliği Dergisi 139.Sayı

68 Yasama Sorumsuzluğu Kurumu, Karşılaştırmalı Bir Yaklaşım:Türkiye ve Amerika ... açılabileceğine karar vermiştir. Bu karara göre ise, 85 “ Bilindiği gibi kişi- nin toplum içindeki değerlerinden olan “ onur ve saygınlığı” kişilik hakkının korunduğu kişisel değerlerdendir. Medeni Kanun’un 24. maddesi kişilik hak- kını mutlak bir hak olarak kabul etmiştir. Kişi, kişilik hakkının tanınmasını ve ona saygı gösterilmesini kişisel değerlerde bir ayrım yapmaksızın herkese karşı ileri sürebilir. Kuşkusuz onur ve saygınlık, nispi kavramlar olduğun- dan, çevre ve zaman içinde değerlendirilip değişik yargılara varılabilir. Ancak unutulmamalıdır ki kişinin saygınlığı ona verilen değerin bir ifadesidir. Di- ğer taraftan davaya konu olan olayın, siyasi - politik çevrede oluşmuş olması kişilik hakkının, kişinin onur ve saygınlığı üzerindeki etkisini ve korunmasını ortadan kaldıracağı da düşünülemez ”. Anayasa Mahkemesi de 1998 yılında, bir siyasi partinin kapatıl- ması ile ilgili olarak vermiş olduğu bir kararında da, “ yasama sorum- suzluğu kapsamına giren düşünce açıklamaları sebebiyle milletvekillerine cezai bir yaptırım uygulanması mümkün olmasa da, bu söz ve eylemlerin, o milletvekilinin mensup olduğu partinin kapatılması kararı için bir gerekçe teşkil edebileceğinin mümkün olduğuna ” karar vermiştir. Ayrıca Anaya- sa Mahkemesi’ne göre, “ Anayasa’nın bu kuralıyla, Meclis çalışmalarında ulusal istencin en iyi bicimde yansıtılması bakımından Milletvekillerinin gö- revlerini hiçbir etki altında kalmadan yapabilmeleri için kişiliklerine bağlı özel bir koruma getirilmiştir. Bu korumadan parti tüzel kişiliğinin yararlanması söz konusu olamaz ”. 86 Bu şekilde, milletvekillerinin yasama sorumsuz- luğu kapsamına giren eylemleri sebebiyle dolaylı bir yaptırıma uğra- yabilecekleri mümkün olmaktadır. 87 Tüm bunlara karşın, milletvekillerinin meclis dışındaki, yani üçüncü kişilere yaptığı hakaretlerin, yasama sorumsuzluğu kapsamı- na girmediğini ileri sürenler de vardır. 88 Örneğin Faruk Erem’e göre, üçüncü şahısların bu hakaretlere aynı yaygınlıkla karşılık vermesi 7471,13.2.1967 E. 9076 K., 1217; aktaran Teziç, s. 448. 85 Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin E. 1983/4788, K. 1983/5665, k. t. 30.5.1983 sayılı kararı; Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin aynı yöndeki kararları için bkz. E. 1978/97, K. 1978/13985, k. t. 11.12.1978; E. 1974/2144, K. 1978/5497, k. t. 24.4.1978; E. 1965/3490, K. 1966/7470, k. t. 8.7.1966. sayılı kararları; Bilir, s. 105. 86 Anayasa Mahkemesi’nin E. 1997/1, K. 1998/1, k. t. 16.1.1998, sayılı kararı, R. G. 22 Şubat 1998, Sayı: 23266, s. 249 – 250; Bilir, s.105-106 87 Hikmet Tülen, “Yasama Sorumsuzluğunun Mutlaklığı Üzerine Düşünceler”, A. Ü. Erzincan Hukuk Fakültesi Dergisi , Cilt, Sayı.1,s. 121; Bilir, s. 106. 88 Teziç, s. 448, dipnot 52.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1