Türkiye Barolar Birliği Dergisi 140.Sayı
104 İdarenin Taraf Olduğu Uyuşmazlıkların Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yöntemleri ile Giderilmesi Bu düzenlemenin Anayasaya aykırı olduğu açıktır. Çünkü Yasa- ma tarafından konulan beş yıllık süre oldukça uzun bir süredir. Bu süre içinde maliklerin bu sebepten dava açma hakları tamamen orta- dan kaldırıldığı gibi açılan davalar da karar verilmeden kapatılmakta- dır. Maddenin yürürlüğe girdiği tarihten yıllarca önce tasarruf hakkı kısıtlanmış olan maliklere yeniden beş yıl beklemeleri gerektiğinin söylenmesi Anayasa’nın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devleti, mülkiyet hakkını düzenleyen 35. ve hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddelerine açıkça aykırıdır. 115 Ayrıca bu durum, AİHS 6. maddesin- de düzenlenen yargıya ve yargıca ulaşma hakkının güvence altında bulunması kuralının da ihlaline de sebebiyet verecektir. Uzlaşma görüşmeleri, Kamulaştırma Kanunu’nun 8/3. maddesi- ne göre oluşturulan ve en az üç kişiden oluşan uzlaşma komisyonu tarafından yapılmaktadır. Uzlaşma komisyonu, mezkûr Kanun’un 8/2. maddesine göre oluşturulan kıymet takdir komisyonu tarafından tespit edilen tahmini bedel üzerinden idareye ait taşınmazın trampası, hak sahiplerine sınırlı ayni hak tanınması, imar mevzuatı çerçevesinde bir başka yerde imar hakkı verilmesi veya bütün bunların mümkün ol- maması durumunda nakdi bedel üzerinden uzlaşma sağlayabilmekte- dir. Uzlaşma komisyonu; hukuki, idari ve cezai sorumluluk bakımın- dan Devlet memurlarının tabi olduğu hukuki rejime tabidir. Uzlaşma görüşmeleri, idarenin daveti veya malikin müracaatın- dan itibaren en geç altı ay içinde Tebligat Kanunu’na göre gönderile- cek yazı üzerine başlamaktadır. Görüşmeler, davete icabetten itibaren en geç altı ay içerisinde tamamlanmak zorundadır. Görüşmelere iliş- kin belge ve bilgiler sonradan açılacak davalarda taraflar aleyhine delil olarak ileri sürülemez. 115 Anayasa Mahkemesi; TFF Tahkim Kurulu kararlarına karşı yargı yolunu kapatan düzenlemenin Anayasaya aykırılığı iddiasıyla önüne gelen davada “Maddeyle gü- vence altına alınan dava yoluyla hak arama özgürlüğü, bir temel hak niteliği taşı- masının ötesinde, diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılma- sını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden birini oluşturmak- tadır. Kişinin uğradığı bir haksızlığa veya zarara karşı kendisini savunabilmesinin ya da maruz kaldığı haksız bir uygulama veya işleme karşı haklılığını ileri sürüp kanıtlayabilmesinin, zararını giderebilmesinin en etkili ve güvenceli yolu, yargı mercileri önünde dava hakkını kullanabilmesidir. Kişilere yargı mercileri önünde dava hakkı tanınması adil yargılanmanın ön koşulunu oluşturur…” demek suretiy- le dava yolunun kanunla kapatılamayacağına hükmetmiştir. Anayasa Mahkemesi, T. 06.01.2011, E.2010/61, K.2011/7, Resmi Gazete, T.26.02.2011, S.27858.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1