Türkiye Barolar Birliği Dergisi 140.Sayı

124 Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na Göre Verilen Hakem Kararlarının İcrası durdurulmasının önüne geçilmek istendiği ve hakem kararına ilişkin olarak mahkeme de bir iptal sebebi görmemişse, artık bu aşamada ka- rarın icra edilmesinin gerektiği belirtilmiştir. Kanunun amacı ve lafzı dikkate alındığında, kanun koyucunun amacının iptal talebinin reddi halinde hakem kararının icrasına devam edilmesi olduğu anlaşılmak- tadır. Bu nedenle, iptal talebinin reddi kararıyla birlikte, iptal dava- sında verilen durma kararının da kanun gereği kendiliğinden ortadan kalktığı kabul edilmelidir. Buna göre, iptal talebinin reddi kararında mahkeme başlamış olan ilâmlı icra takibinin devamına ilişkin bir karar verebileceği gibi, bu yönde herhangi bir karar vermemiş olsa bile, ret kararıyla birlikte durma kararının kendiliğinden ortadan kalktığının kabul edilmesi gerekir. İptal talebinin reddi kararının ibrazı halinde, icra müdürü başkaca hiçbir işleme gerek kalmaksızın alacaklının ta- lebi üzerine, teminat para ise parayı alacaklıya öder; teminat paradan başka bir mal veya hak ise, çeşidine göre teminat gösterilen mal veya hakkı paraya çevirir ve alacaklıya öder (İİK m. 36/6). İptal davasında mahkeme, takibin durmasına karar vermiş ve bundan sonra hakem kararı iptal edilmişse, bu kararla takibe dayanak yapılan hakem kararı ortadan kalmış olur. 38 Hakem kararının iptaliyle birlikte, ilâmlı icra takibinin kendiliğinden olduğu yerde duracağına ilişkin HMK m. 439/4’de açık bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu- nunla birlikte, İİK m. 40/1’de, “bir ilâmın bölge adliye mahkemesince kaldırılması veya temyizen bozulması icra muamelelerini olduğu yer- de durdurur” düzenlemesi yer almaktadır. 39 İlgili maddede öngörülen 38 Pekcanıtez/Yeşilırmak, Pekcanıtez Usûl, s. 2792. İptal kararı, geçmişe etkili bo- zucu inşaî nitelikte bir karardır (Saim Üstündağ, “Hakemlerin Israr Hakkı Var Mıdır?”, Yasa HD 1996, C. XV, S. 171/2, s. 217-223, s. 220; Ejder Yılmaz, “Alman Hukukunda Milletlerarası Tahkim”, Milletlerarası Tahkim Konusunda Yasal Bir Düzenleme Gerekir Mi?, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, Sempoz- yum 11.4.1997, s. 127-164, s. 137; Pekcanıtez/Yeşilırmak, Pekcanıtez Usûl, s. 2792; Ergun Özsunay, “ Almanya’da Tahkim”, Tahkim IV. Ticaret ve Banka Hukuku Haftası, Bildiriler-Tartışmalar, 29 Kasım-4 Aralık 1965, s. 577-608, s. 602; Özbay/ Korucu, s. 221; Selçuk, s. 72, 336). 39 Bu düzenleme, bir yandan ilâmlı icra bütünüyle tamamlanmamışsa, onun deva- mını yasaklamakta; diğer yandan da, söz konusu durumun kesin bir hükümle sabit oluncaya kadar icra edilen kısmın hemen iade edilmesine izin vermeyerek, icra takibinde alacaklı ile borçlu arasındaki menfaatler dengesinin adil bir şekilde gerçekleştirilmesine hizmet etmektedir [Tanrıver, s. 171; Süha Tanrıver, “İcranın İadesi (İİK m. 40)”, Makalelerim I (1985-2005), Asil Yayın, Ankara 2005, s.279-294, s. 279; Tolga Akkaya, “5236 ve 5311 Sayılı Kanunlarla Yapılan Değişiklikler Çerçe- vesinde Yeni Kanun Yolu Sistemine Göre İlâmlı İcrada İcranın İadesi”, MİHDER 2008/3, s. 677-698, s. 681].

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1