Türkiye Barolar Birliği Dergisi 140.Sayı
134 Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na Göre Verilen Hakem Kararlarının İcrası belirtilen iptal sebeplerine hasredilmekte ve HMK m. 439’un gerek- çesinde de bu husus “hakem veya hakem kurulunun, hukuku doğru uygulayıp uygulamadığı meselesi bir iptal sebebi değildir” denilmek suretiyle ortaya konulmaktadır. Dolayısıyla, hakem kararının iptali davasında, borcun var olup olmadığı yönünden herhangi bir karar ve- rilmemektedir. Sadece, hakem kararı, iptal sebeplerinden birinin veya bir kaçının varlığına dayandırılarak ortadan kaldırılmaktadır. İptal davası sonucunda verilen karara karşı, temyiz yoluna başvurulması halinde de, aynı şekilde, temyiz incelemesi sadece, maddede belirtilen iptal sebepleri bakımından yapılmakta ve taraflar arasında borcun var olup olmadığı hakkında esasa ilişkin herhangi bir inceleme ve değer- lendirme yapılmamaktadır. 67 Bu şekilde yapılacak inceleme sonucun- da, bölge adliye mahkemesinin iptal kararı veya Yargıtay’ın iptal tale- binin reddi kararı bozularak kesinleşirse, borcun varlığını tespit eden hakem kararı ortadan kalkmış olur. Yani bu halde, hakem kararının hukuki varlığı sona erer. Yukarıda belirttiğimiz üzere öğretide, İİK m. 40/2 hükmü, sadece aleyhine icra takibi yapılmış olan borçlunun borçlu olmadığının kesin olarak tespit edilmesi halinde değil, aynı zamanda mahkeme hükmü- nün usule ilişkin bir nedenle varlığının sona ermesi halinde de uygula- nabileceği kabul edilmektedir. Bu halde, hüküm ortadan kalktığı için, borçlunun borçlu sıfatı da sona ermektedir. Aynı durum, hakem kara- rının iptali kararının kesinleşmesi halinde de söz konusu olmaktadır. Zira hakem kararı iptal edilip kesinleşince, artık ortada, aleyhine takip yapılan borçlunun borçlu olduğunu (veya karardaki kadar borçlu ol- duğunu) gösteren bir karar da kalmamış olur. Bu nedenle, iptal edi- len hakem kararından dolayı borçlunun borcu bulunduğundan da söz edilemez. Dolayısıyla, iptal edilen karara dayanılarak yapılmış olan ilâmlı icranın da, iptal kararının kesinleşmesiyle birlikte, İİK m. 40/2 hükmünün kıyas yoluyla uygulanması sonucunda eski haline iade edilmesi mümkün olmalıdır. Söz konusu hükmün, hakem kararları- nın iptali halinde de kıyas yoluyla uygulanacağı kabul edilmeyecek olursa, icra takibinin ve işlemlerinin durmaması sebebiyle, malvarlığı azalan borçlunun, malvarlığından çıkan değerleri yerine koyabilmek 67 İptal davasında ve temyiz incelemesinde, hakem kararının esasına ilişkin herhan- gi bir inceleme ve değerlendirme yapılamayacağına vurgu yapılan bir karar için bkz., 11. HD, 22.6.2016, 4931/6886 (Kazancı İçtihat Bankası).
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1