Türkiye Barolar Birliği Dergisi 140.Sayı
166 TFF Tahkim Kurulu Yargılamasının Adil Yargılanma Hakkı Bakımından Değerlendirilmesi bağlı kalarak, CAS’ın sportif uyuşmazlıklarla ilgili sınırlı olarak önüne getirilen meselelerde tam yargı yetkisine sahip bir kurul olduğuna ve yasayla kurulmuş mahkeme şartını taşıdığına hükmetmiştir. Meseleyi TFF Tahkim Kurulu hakkında yapılacak başvurular ba- kımından değerlendirmek gerekirse; CAS gibi özel hukuk tüzel kişileri tarafından oluşturulmuş ve hukuk tekniği açısından bir kanunla ku- rulmamış olan bir kurulu, “yasayla kurulmuş mahkeme” olarak kabul eden AİHM’in, parlamento tarafından Anayasaya uygun şekilde ha- zırlanan ve yürürlüğe sokulan bir kanunla kurulan TFF Tahkim Ku- rulu hakkında evleviyetle aynı yönde karar vermesi beklenmelidir. 65 - 66 Dolayısıyla AİHM TFF Tahkim Kurulu yargılamasıyla ilgili önüne ge- len başvurularda Tahkim Kurulunun AİHS anlamında bir “mahkeme” olduğunu kabul ederek ikinci aşamaya geçecek ve Kurul’un yargılama faaliyeti görürken AİHS m.6 f.1 kapsamındaki güvenceleri verip ver- mediğini inceleyecektir. Nitekim AİHM bu başvurularda Türkiye’ye yönelttiği soruların amacı da gelecek cevaplara göre bu değerlendir- meyi yapabilmektir. AİHM bu değerlendirmeyi yaparken ilk olarak TFF Tahkim Kurulu’nun bağımsız ve tarafsız olup olmadığı hususunu inceleye- cektir. Mahkeme Mutu, Pechstein – İsviçre kararında başvurucuların CAS’ın bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile ilgili ileri sürdükleri gerekçeleri yeterli bulmamış ve bu anlamda bir ihlalin bulunmadığını ifade et- miştir. Mahkeme Türkiye’den yapılan başvurularda ise TFF Tahkim Kurulu’nun TFF organizasyonu içindeki yeri, üyelerinin atanma şekil- lerini ve görev sürelerinin tamamen kendilerini atayan yönetim kuru- lu üyelerine bağlı olduğunu göz önünde bulundurduğunda Tahkim 65 AİHMMutu, Pechstein - İsviçre kararında CAS’ın yasayla kurulmuş mahkeme ol- duğunu gerekçelendirirken, CAS kararlarının temyiz edilebilirliği üzerinde dur- muştur. Ancak bu durum Tahkim Kurulu’nun TFF Statüsü ve ilgili talimatlarda belirtilen nitelikteki uyuşmazlıklar ile ilgili nihai karar mercii olması ve kendisine yapılan başvuruları kesin ve nihai olarak karara bağlamasının Mahkeme açısın- dan bir sorun teşkil edeceği anlamına gelmemektedir. Bu noktada Avrupa İnsan Hakları Komisyonu’nun Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun kararı ile il- gili olarak yapılan bir başvuruda, Kurul kararlarına karşı yargı yolunun kapalı olmasını, yargıç bağımsızlığının ihlali için yeterli bir neden olarak görmediği de belirtilmelidir. AİHK, Uslu - Türkiye , Başvuru No:29860/96, 20.5.1998. 66 Nitekim AİHM Kolgu – Türkiye 2935/07 kararında bu hususu açıkça ifade et- miştir.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1