Türkiye Barolar Birliği Dergisi 140.Sayı

175 TBB Dergisi 2019 (140) Hilal ÜNAL KAYA kolaylaştırmak adına, yukarıda bahsedilen tanıma ve icraya ilişkin prosedürleri ortadan kaldırmıştır. 9 Bunun yerine, esas hakkında kara- rı veren mahkemenin, verdiği kararın tüm AB ülkelerinde (Danimar- ka hariç) icra edilebilir olduğuna ilişkin açıklamasını içeren bir başlık (Europäischer Vollstreckungstitel), alacağın diğer bir üye devlette ta- kip edilebilmesi için yeterli görülmüştür. Bu yönde bir açıklamayı içe- ren mahkeme kararına dayanan alacakların takibi, bundan böyle tüm AB ülkeleri içerisinde herhangi bir engelle karşılaşmaksızın, direkt olarak gerçekleşecektir. İlgili Tüzüğün 3. maddesi, hangi durumda bir alacağın çekişmeli olmaktan çıkacağını düzenlemiştir. Buna göre; borçlu borcunu mahkeme huzurunda kabul veya sulh yoluyla ikrar et- mişse, mahkemede borca herhangi bir itirazda bulunmamışsa (burada ulusal yargı hükümleri de dikkate alınacaktır), duruşmaya gelmemiş- se ve bu durum yargılamanın yapıldığı ülke hukuku uyarınca borcun ikrarı anlamı taşıyorsa, borçlu borcunu resmi bir belgede açıkça tanı- mışsa, alacak çekişmeli olmaktan çıkar ve 44/2011 sayılı Tüzük çerçe- vesinde icra edilebilir. 10 “Çekişmesiz Alacaklar İçin Avrupa İcra Emri Tüzüğü” ile getirilen en önemli değişim, yabancı mahkeme kararları- nın icrasında geleneksel yöntem olan, kararı icra edecek ülke mahke- mesi denetiminden vazgeçilerek, kararın verildiği ülke mahkemesinin denetiminin kabul edilmesi olmuştur. 11 Bir üye devlet mahkemesince verilen kararın, diğer bir üye devlette herhangi ara prosedüre gerek kalmaksızın, direk olarak uygulanabil- mesi prensibi kendisini daha sonraki yıllarda kabul edilen 1896/2006 sayılı Avrupa Ödeme Emrine İlişkin Tüzük 12 , 861/2007 sayılı Belir- li Parasal Değerin Altındaki Alacakların Takibine İlişkin Tüzük 13 ve 9 Bu düzenlemeden önce 27.10.2003 tarih ve 2201/2003 sayılı “Aile Hukuku Ve Ebe- veynlerin Sorumluluklarına İlişkin Uyuşmazlıklarda Yargı Yetkisi İle Mahkeme Kararlarının Tanıma Ve İcrasına İlişkin Tüzük” ile çocuk-ebeveyn ilişkilerini dü- zenleyen mahkeme kararlarının AB içerisinde, herhangi bir ara prosedüre gerek kalmaksızın uygulanması mümkün kılınmıştı. 10 Çekişmesiz alacak kavramının geniş tanımı için bkz: Jens Adolphsen, Europäisches Zivilverfahrensrecht, Springer Verlag, Heidelberg 2011, s. 191. 11 Adolphsen, ZJS 5/2012, s. 579 (582). 12 Verordnung (EG) Nr. 1896/2006 des Europäischen Parlaments und des Rates zur Einführung eines Europäischen Mahnverfahrens vom 12. Dezember 2006. 13 Verordnung (EG) Nr. 861/2007 des Europäischen Parlaments und des Rates zur Einführung eines europäischen Verfahrens für geringfügige Forderungen vom 11. Juli 2007.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1