Türkiye Barolar Birliği Dergisi 140.Sayı
181 TBB Dergisi 2019 (140) Hilal ÜNAL KAYA Alacaklı olduğunu iddia eden tarafın, ihtiyati haciz kararını sui- istimal ederek karşı tarafı zarara uğratması ihtimaline karşı da hakim gerekli tedbirleri almak zorundadır. Bu bağlamda mahkeme eğer ge- rekli görürse, ihtiyati haciz kararını vermeden önce alacaklıdan temi- nat yatırmasını isteyebilir (655/2014 s. Tüzük md. 12). Tüzüğün 12. maddesi bu konuda hakime bir takdir yetkisi tanımıştır. Hakim tak- dir yetkisini kullanırken, alacaklının elinde daha önceden alınmış bir mahkeme kararı olup olmadığına dikkat etmelidir. İlgili hükme göre, eğer alacaklı elindeki karara binaen ihtiyati haciz talebinde bulunu- yorsa, kendisinden ancak istisnai hallerde teminat yatırması istenebi- lir. Henüz elinde bir mahkeme kararı yoksa kural olarak teminat yatır- ması istenir, ancak mahkeme istisnai hallerde teminattan vazgeçebilir. Her ne kadar Tüzük çalışmaları sırasında ve sonrasında, teminatın her halde zorunlu olması gerektiği yönünde görüşler bildirilmişse de, Komisyon hakime teminatın yatırılıp yatırılmaması konusunda takdir yetkisi tanımayı uygun bulmuştur. 29 Gerekçe olarak da, teminatın zo- runlu hale gelmesinin, alacaklının hakkını araması önünde engel teşkil edebileceği ve hatta onu ihtiyati haciz kararı almaktan caydırabileceği gösterilmiştir. 30 Son olarak, ihtiyati hacze ilişkin Avrupa Kararı elde etmek isteyen alacaklı, matbu bir form (dilekçe) aracılığı ile mahkemeye başvurmak zorundadır. Bu formda nelerin bulunması gerektiği Tüzüğün 8. mad- desinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Borçlunun ve alacaklının kim- lik bilgileri, güvence altına alınmak istenen alacağa ilişkin bilgiler ve ihtiyati haczi istenen banka hesaplarının neler olduğu gibi mahkeme- nin işine yarayacak bilgilerin, ilgili formda belirtilmesi gerekir. c) Kararın Verilmesi Ve Uygulanması İhtiyati haciz talebini alan mahkeme, öncelikle talebin Tüzük kap- samına girip girmediğini, kendisinin yetkili olup olmadığını ve dilek- 22/2012, s. 399 (405). 29 Teminatın zorunlu olması gerektiği yönündeki görüşler için bkz: Harbeck, ZIn- sO 2012, s. 805 (808); Cranshaw, DZWIR 22/2012, s. 399 (405). Almanya Federal Konseyi de ayni yönde görüş bildirmiştir: BR-Drs. 426/11, s. 3 vd. http://dipbt. bundestag.de/dip21/brd/2011/0426-11.pdf (Görülme tarihi: 6.10.2018). 30 Komisyonun gerekçesi için bkz: http://dipbt.bundestag.de/dip21/brd/2012/ 0226-12.pdf, s. 3. (Görülme tarihi: 6.10.2018)
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1