Türkiye Barolar Birliği Dergisi 140.Sayı

229 TBB Dergisi 2019 (140) İbrahim GÜL Gelecekteki zarar, zarar miktarının hesap anından sonra meydana geldiğinden gelecekteki zararın kesin olarak ispat edilmesi ve hesap edilmesi mümkün değildir. 26 Bu nedenle gelecekteki zararın, zararın birliği ilkesi tabii olabilmesi için zararın gerçekleşmesine kesin gözüy- le bakılması yeterli olup, zarar miktarının kesin olarak hesaplanması gerekli değildir. Eren’e göre gelecekteki zarar henüz doğmadığı için karara esas olacak şekilde kesin olarak hesap edilmesi mümkün ol- mamakla birlikte, gelecekteki zararın yeter derecede kesinlikle hesap edilmesinin mümkün olması veya zarar görenin gerçekleşen zararın tazminine ilişkin kararda ileride doğacak (gelecek) zararına ilişkin hakkının hüküm fıkrasında saklı tutulması hallerinde gelecek zarar dava edilebilir. 27 Kanaatimce gelecekteki zararın öngörülebilmesi ve oluşmasının kesin gözüyle bakılması yeterli olup, ayrıca kesin olarak hesap edilmesi gerekli değildir. 28 Çünkü zarar fiilen gerçekleşmedi- ğinden gelecekteki zarar miktarının muhtemelen hesaplanması bir zorunluluktur. Nitekim maluliyetin neden olduğu gelir yoksunluğu miktarının kesin olarak ispatlanmasının imkânsız olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. 29 Bunun için muhtemel bir hesap yapılarak ge- lir yoksunluğu miktarı hesaplanmaya çalışılır. Ayrıca hâkim TBK m. 50/f. 2 uyarınca tazminat miktarını takdir edebilir. 30 Diğer yandan gelecekteki zarar, muhtemel zarardan farklı oldu- ğundan bu zararlar bakımından zararın birliği mevzu bahis olmaz. 31 Nitekim eklenecek bir riskin gerçekleşmesi halinde doğması ihtimali 26 Oğuzman/Öz, C.2, s.44. 27 Eren, s.753. Fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması gerektiği hakkında YİBBGK’nın 30.11.1955 tarih 1955/14-20 sayılı kararı için bkz. R.G. 30.01.1956 T. 9220 sayılı. Ay- rıca bkz. Halil Yılmaz, “İhtirazı Kayıt İradesinin Açıklanması (İhtirazı Kayıt İleri Sürme Hakkının Kullanılması)”, TBB Dergisi , Ankara 2006, Sa.66, s. 307-329, s. 307 vd; Halil Yılmaz, “İş Hukukunda İhtirazı Kayıt/Kayıtsızlık Problemi”, Çimento İşveren Dergisi , İstanbul 2009, C.23, Sa.4, s.4-19, s.4 vd; Erdem, s.296 vd. Yargıtay’ın görüşünü Borçlar Kanunu ve HUMK hükümlerine göre değerlendirilmesi gerek- tiği kanaatindeyim. BK ve HUMK yürürlükten kaldırıldığından HMK hükümle- rinin, özellikle m. 109/3 hükmünün hakkın saklı tutulmasına gerek bırakmadığı kanaatindeyim. 28 Aynı yönde bkz. Honsell/Isenring/Kessler, s.143. Ayrıca bkz. BGE 114 II 253; BGE 131 III 68. 29 Büyüksağiş, s.91; Erdil, s.362; N. Füsun Nomer Ertan, Haksız Rekabet Hukuku, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul 2016, s.421; Nomer, s.231. 30 Oğuzman/Öz, C.2, s.44; Eren, s.560, Kılıçoğlu A., s.523; Nomer, s.231. 31 Ayrıca bkz. Karacabey, s.498; Mehmet Akif Tutumlu, Türk Borçlar Hukukunda Zamanaşımı ve Uygulaması, 4.Bası, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2008, s.242.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1