Türkiye Barolar Birliği Dergisi 140.Sayı

259 TBB Dergisi 2019 (140) Yakup KORKMAZ tartışarak görüş teatisinde bulunmaları konsültasyonun amacına daha uygundur. 61 Ancak özellikle yoğun kliniklerde her hasta için bu prose- dürün uygulanmasının pek mümkün olmadığı da açıktır. 62 Buna kar- şılık müdavi hekimin, en azından hastayla ilgili tüm bilgileri gizlemeden konsültan hekimle paylaşmas ı ve onun sorularını doğru bir şekilde ce- vaplandırması gerekir. Müdavi hekimle konsültan hekim arasında buluşma ve gör üşme- nin nasıl olması gerektiği Tıbbi Deontoloji Nizamnamesinde açıkla nm ıştır. Buna göre, konsültasyonlarda hekimler arasındaki görüşme ve da- nışmalar, hastanın durumu ve hastalığın seyri hakkındaki her türlü ihtimal değerlendirileceğinden, hasta ile yakınlarının duyup anlaya- mayacakları şekilde yapılmalıdır (m. 25/I). 63 B öylece müdavi hekim ile konsültan hekim arasındaki mesleki görüşmeden, hasta ve yakınları ile refakatçılarının olumsuz etkilenmesi önlemi ş olur . Konsültasyon görüşmeler i hekimlik mesleğinin gerektirdiği ciddi- yet içerisinde yürütülmelidir (TDN m. 25/II). Görüşmeler, müdavi he- kimin konsültasyon ihtiyacına sebep olan sorunun çözümüne yönelik ciddi bir müzakere ve bilimsel danışma şeklinde gerçekleştirilmelidir. Nizamnamenin 25/III’inci maddesinde “ Konsültasyona iştirak eden tabip, bir meslektaşı himaye maksadı ile veya başka bir hissi sebeple, lüzumsuz medihlerden kaçınarak, kanaatini açıkça söylemesi lazımdır. ” açıklamasına yer verilmiştir. Bu düzenlemeye göre, konsültan hekim müdavi heki- mi koruma veya gereksiz övgü gibi duygusal kaygılardan uzak, dü- rüstlük ve açıklıkla hasta ile ilgili kanaat ve önerilerini söylemelidir. 64 Zira konsültasyonun amacı, hastanın tanısı, tedavisi veya bakımına yönelik farklı bir uzmanın görüşünün alınmasıdır. 61 Yapılan bir araştırmada Boston’daki tıbbi konsültasyon taleplerinde müdavi he- kim ile konsültan hekimin %15’inde konsültasyonun talep edildiği nedenlerden tamamen farklı izlenim edindiği tespit edilmiştir. Başka bir çalışmada ise ameliyat öncesi diyabetik konsültasyonlar arasında vakaların %24’ünde özel bir soru so- rulmadığı ve konsültan hekimlerin vakaların %12’sinde sorulan soruyu göz ardı ettiği tespit edilmiştir. Bu sorunların çözümü ile eksik ya da yanlış anlamaları, iletişimde ortaya çıkabilecek sorunları önlemek için müdavi hekim hastasını kon- sültan hekime kendisi sunmalıdır. Goldman/Lee/Rudd, s. 1753. 62 Özlü, Sempozyum, s. 68. 63 Deryal, s. 97. 64 Deryal, s. 97; Özlü, Sempozyum, s. 68.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1