Türkiye Barolar Birliği Dergisi 140.Sayı
270 Tıbbi Konsültasyon ve Kusurun Paylaştırılması Sorunu Yargıtay ise bir kararında 104 , bazı ayrıcalıklar dışında hekimlik mesleğinin uzmanlık nedeniyle sınırlandırılmasının söz konusu ol- madığına ve bu sebeple genel cerrah olan davalının varis ameliyatı yapmasının hukuka aykırı sayılamayacağına hükmetmiştir. Ancak Yargıtay, özel uzmanlık dallarına ayrılmış alanda tıbbi müdahalede bulunan hekimin, o özel uzmanlık dalının gereği olan bilgi ile araç ve gereçlere sahip olmaması sebebiyle tıbbi müdahaleden doğan zararları tazmin edeceğine hükmetmiştir. 105 Bir müdavi hekimin, kendi uzmanlık alanına dahil olan bir hu- da ağrı, sol el orta ve yüzük parmağında uyuşma şikayeti ile Devlet Hastanesi Acil Servisine başvurduğu, çekilen EKG’sinin değerlendirilemeyecek kadar pa- razitli olduğu, hastaya ikinci bir EKG çekildiğinin söylenmesine rağmen ikinci bir EKG’nin dosyada mevcut olmadığı, hastanın kardiyak enzimlerinin anlamlı bir şekilde yüksekliği nedeniyle kardiyoloji konsültasyonu istenilmesi gerekirken, hasta kısa bir süre gözlem altında tutulup, taburcu edildiği, hastane çıkışı aracına binerek seyri sırasında, hastane bahçesinin duvarına çarparak durduğu, hastane- ye getirildiği, öldüğünün anlaşıldığı, … hastanın kardiyoloji konsültasyonu yapı- larak yatırılması ve izlenmesinin gerektiği, bu çerçevede zamanında ve uygun te- davi yapmadığından sanık Dr.’nin kusurlu olduğunun” tespit edildiği olayda...” (http://www.hukukmedeniyeti.org, Erişim Tarihi: 29.03.2018); Yarg. 12. CD, T. 10.12.2015, E. 2015/2100, K. 2015/19121 “ATK 3. İhtisas Kurulu; “kişinin vital bul- gularının (tansiyon nabız, hemogram) aralıklarla kontrol edilmemesi, çekilen gra- filerin yanlış olarak değerlendirilmesi ve multipl travma öyküsü olan bir kişide ortopedi ve genel cerrahi konsültasyonu istenmemesi nedeniyle Dr...’nin kusur- lu..” (http://www.hukukmedeniyeti.org, Erişim Tarihi: 29.03.2018). 104 Yarg. 4. HD, T. 06.05.1991, E. 1991/5104, K. 1991/429 (Petek, s. 60). 105 Benzer kararlar için bkz. Yarg. 8. CD, T. 06.05.1987, E. 1987/1586, K. 1987/4648 “Hijyen ve koruyucu hekimlik belgesi bulunan ve Nüfus Planlaması Hakkında Kanun ile buna ilişkin tüzük hükümlerine göre açılan kurstan sterilizasyon ve kastrasyon ameliyelerinde kurs görüp beceri kazandığı anlaşılan ve pratisyen he- kim olarak serbest meslek yapan sanığın özel muayenehanesinde uzman doktor olmadığı halde rahim tahliye etmesi eyleminde yetki ve yetkisini kötüye kullan- masının söz konusu olup olmadığı vakum asprasyon ile rahim içindeki materyali dışarı almanın 1219 sayılı Kanun’un 23. maddesinde yazılı umumi veya mevzi his iptali ile yapılan büyük ameliyelerden sayılıp sayılmadığı hususunda dosya bütünüyle gönderilerek 1219 sayılı Kanunun 75. maddesi uyarınca Yüksek Sağlık Şurası’ndan düşünce alınması gerekir” (Hakan Hakeri, Tıbbi Müdahalenin Hu- kuka Uygunluğunun Şartları, Tıp Hukuku Dergisi, C. 3, Y. 2014, S. 6, s. 20); Yarg. 4. HD, T. 17.12.1976, E. 1976/692, K. 1976/11046, “Davada davalı çene cerrahı olarak çalıştığı hastanede ameliyat ettiği hastanın çenesine röntgen ışınları uygularken egzama yarasına benzeyen bazı aşırı cilt ve adale bozuklukları meydana getirmiş ve bu kötü uygulama sonunda hasta kadının yüzünde sabit ve ağır izler kalmış- tır... Hekim mesleki bilgisinin gerektirdiği bütün gerekleri yerine getirdiğini ispat zorunluluğundadır. Esasen 3153 sayılı Kanun’un açık buyruğuna aykırı hareket ederek kendi uzmanlığı dışında başka bir uzmanlık alanında çalışmıştır... Olay- da açık ve belirli bir kişisel kusur vardır.” (http://www.turkhukuksitesi.com/ showthread.php?t=6105, Erişim Tarihi: 10.02.2017).
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1