Türkiye Barolar Birliği Dergisi 140.Sayı

292 Tıbbi Konsültasyon ve Kusurun Paylaştırılması Sorunu tazmin etmek zorunda kalacaktır. 171 Bununla birlikte zararlı sonucun sorumludur. Mesleki iş gören vekil özenle davranmak zorunda olup, en hafif ku- surundan bile sorumludur (BK 321/1) (TBK 400). O sebeple doktor ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafifte olsa sorumluluğun unsuru ola- rak kabul edilmelidir. Vekil, hastanın zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumunun gerektirdiği önlemleri eksiksiz bir şekilde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa bir tereddüt doğuran durumlarda, bu tereddütü ortadan kaldı- racak araştırmaları yapmak ve bu arada da koruyucu tedbirleri almakla yüküm- lüdür. Gerçekten de müvekkil (hasta) mesleki bir iş gören vekilden, tedavinin bü- tün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat beklemek hakkına sahiptir. Gereken özen görevini göstermeyen vekil, BK 394/1 (TBK 510) maddesi hükmü uyarınca, vekâleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır. Aynı hususlar adam çalıştıran sıfatı ile doktorun görev yaptığı sağlık kuruluşları için de geçerlidir.” (www.kazanci. com.tr, Erişim Tarihi: 03.05.2018).; Yarg. 13. HD, T. 01.03.2016, E. 2015/3276, K. 2016/6289 “Vekil, vekâlet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı iş ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan do- layı sorumludur. Mesleki iş gören vekil özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur (BK 321/1)(TBK 400). O nedenle doktor ve hasta- nenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafifte olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir.” (www.kazanci.com.tr , Erişim Tarihi: 03.05.2018). 171 Yarg. 13. HD, T. 26.10.2004, E. 2004/6493, K. 2004/15431 “Davacıların davalılar- dan T... Sağlık Hizmetleri A.Ş’ne ait A... Hastanesinde ikiz çocuklarının dünyaya geldiği ve prematüre doğan bu çocukların doğum sonrası sağlık kontrollerinin davalı çocuk doktoru H tarafından yapıldığı ve çocuklardan K’ın bir gözünün, di- ğer çocuk D’un ise iki gözünün de görme kabiliyetini kaybettiği anlaşılmaktadır. Yüksek Sağlık Şurası’nın raporuna göre istihdam eden şirket ve davalı doktora ayrı ayrı 1/8’er kusur izafe edilmiş ve mahkemece de bu orana göre tazminat mik- tarından indirim yapılmıştır. Davalılarla hasta arasındaki hukuki ilişki vekâlet ilişkisi olup, vekil görevini ifa ederken en hafif kusurunun bulunması halinde dahi meydana gelen zarardan kusuru oranında değil zararın tamamından sorum- ludur. Kaldı ki olayda davacılara izafe edilecek bir kusur saptanamadığına yani davacıların müterafik kusuru bulunmadığına göre davalılar saptanan tazminat miktarının tamamından sorumludur. Hâkim ancak BK 43. maddesi hükmü ge- reğince tazminatın miktarından indirim yapabilir. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedeni- dir.” (www.kazanci.com.tr , Erişim Tarihi: 03.05.2018); Yarg. 13. HD, T. 06.07.2006, E. 2006/5518, K. 2006/11185 “Dava, davacının tedavisini üstlenen davalı hasta- ne ve çalıştırdığı elemanın tedavi sırasındaki kusurları temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır… Vekil işçi gibi özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurdan bile sorumludur. O nedenle sağlık memuru ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları, hafif de olsa, sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir… Taraflar arasındaki uyuşmazlık vekâlet akdin- den kaynaklandığına, her türlü özen gösterme borcu olup en hafif kusurundan bile sorumlu bulunduğuna göre zararın tamamından sorumlu tutulmaları gere- kirken maddi zarar hesabında kusur oranına göre, indirim yapılmış olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.” (www.kazanci.com.tr , Erişim Tarihi: 03.05.2018)

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1