Türkiye Barolar Birliği Dergisi 140.Sayı
312 Ticari İşlerde Faiz ve Yargıtay Uygulaması açıkça anlaşılmaktadır. TTK m. 19 /f.II hükmüne göre ise, taraflardan yalnızca birisi için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, kanunda ak- sine hüküm bulunmadıkça, diğer taraf için de ticari iş sayılmaktadır. Bu madde hükmüne göre işin diğer taraf için de ticari iş olarak nitelen- dirilebilmesi için aranan kriter, taraflardan yalnızca birisi için ticari iş niteliğinde olan bir sözleşmeden kaynaklanmasıdır. 42 Bununla birlikte borcun kaynağı sözleşme dışında haksız fiil ya da sebepsiz zenginleş- meden kaynaklanıyorsa veya TTK m. 19 /f.II’ nin uygulanmasına en- gel bir kanun hükmü bulunuyorsa söz konusu işlem veya fiil, ticari iş olarak kabul edilemez. Bir devlet memurunun kendi arabası ile bir şirketin mağazasına çarparak zarar vermesi hâlinde durum böyledir. 43 B. Ticari İşlerde Faiz Uygulaması TTK’nın başlangıç bölümünde “Ticari işlerde faiz” üst başlığı ile 8.- 10. maddeler arasında faize ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. TTK m. 8’de oran serbestisi ve bileşik faizin şartları düzenlenmiş- tir. Madde hükmüne göre, “(1) Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir. (2) Üç aydan aşağı olmamak üzere, faizin anaparaya eklenerek birlikte tekrar faiz yürütülmesi şartı, yalnız cari hesaplarla her iki taraf bakımından da ticari iş niteliğinde olan ödünç sözleşmelerinde geçerlidir. Şu şartla ki, bu fıkra, söz- leşenleri tacir olmayanlara uygulanmaz. (3) Tüketicinin korunmasına ilişkin hükümler saklıdır. (4) Bu maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarına aykırı olarak işletilen faiz yok hükmündedir.” TTK m. 9’da uygulanacak hükümler başlığı altında, ticari işlerde, kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında, ilgili mevzuat hükümle- rinin uygulanacağı, TTK m. 10’da ise, aksine bir sözleşme yoksa ticari bir borcun faizinin, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlayacağı düzenlenmiştir. 42 Göktürk, s. 26; Çıtır, s. 41; Şener, s. 56-57; Bozkurt, s. 112; TTK m. 19 /f.II’ nin en çok tartışılan yönü, tacir olmayan kişiler aleyhine bir düzenleme içermesidir. Madde hükmüne göre sözleşmenin taraflarından ticari işle ilgisi olmayan taraf, sözleşme- nin sırf diğer taraf için ticari iş niteliğinde olması sebebiyle, bir takım külfetlerle karşılaşmaktadır (Bkz. Çıtır, s. 41); Şener ise hükmün, tacir olmayan kişiler aleyhi- ne sonuçlar doğurabildiği gibi, yerine göre lehine sonuçlar da doğurabildiğini, so- mut olaya göre değerlendirme yapılması gerektiğini ifade etmektedir (Bkz. Şener, s. 56). 43 Bozer/Göle, Ticari İşletme, s. 56-57.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1