Türkiye Barolar Birliği Dergisi 140.Sayı
31 TBB Dergisi 2019 (140) Semih Batur KAYA Şu halde anayasal devlet, iki farklı anlamda hukuk devleti ilkesi- nin genişletilmesi olarak ifade edilebilir. En yüksek norm olması sa- yesinde yasaların bağlayıcı niteliğini arttırır; yasanın önceliğini ana- yasanın önceliği sayesinde radikalleştirir. Bu şekilde, yasa koyucuya hukukun bağlayıcı ilkesini genişletme imkânı sunar; anayasa hukuku bakımından daha doğru bir söylemle temel haklar bağlamında bağla- yıcı bir hukuk haline gelir. Anayasa, anayasal devlet olgusunun maddi boyutunu yasama gücünü de geçerli hukukla bağlı kılarak daha anla- şılır hale getirir ve aynı zamanda sosyal düzenin korunmasını sağlar. 74 Dolayısıyla anayasal devlette ne bir sihirbaz olur ne de deyim yerin- deyse şapkadan tavşan çıkar. Hukuk ve devlet olguları ancak bu şekil- de, yani hukuk devletiyle sağlam bir birliktelik oluşturur. Hukuk devleti Hegelvari bir devlet genişlemesinin karşısında hu- kukun genişlemesi söz konusudur. İnsanın bedenine ve hareket ka- biliyetine sahip olması, insanın hak ve özgürlüklerinin garanti altına alınması ve devlet iktidarının sınırlandırılması hukuk devleti saye- sinde gerçekleştirilmiştir. Kuvvetler ayrılığı ilkesi ve sosyal ve siyasal düzenin temeli olarak insan haklarının ilanı yine hukuk devleti dü- şüncesinin ürünüdür. Hukuk devleti denge ve denetimiyle her an oy- lanabilen bir düzen kurarak demokrasiye de göz kırpmıştır. Bu bakış açısı iktidar olgusunu gökyüzünden yeryüzüne indirmiş ve meşruiyet olgusunu tekil ve tekel yöneticiden iyi yönetim olgusuna evirmiştir. Görüldüğü gibi, burada anayasacılık düşüncesi ortaya çıkmaktadır. Bununla beraber hukuk devletinin teolojik kökenine de değinmek gerekir. Zira belirtilen hukuk devletine ilişkin güvenlik tedbirleri ken- di başlarına bir amaç gütmezler. Yasaların bağlayıcılığı, hukuksal ko- runma, hukuk güvencesi gibi prensip ve kurumlar nihai olarak insan onuruna, bireysel otonomiye duyulan saygının bir ifadesidir. Bireysel otonomi bireyin güvenli bir ortamda yaşamını planlayabilmesini ge- rektirir. Bu tür bir güveni gerçekleştirmekle görevli hukuksal düzenin kendisinin de güven içerisinde olması gerekir. Kendi güvenliği için konulmuş kurumları her şeyden önce bizzat kendileri hukuksuzluğa neden olmamak bağlamında hukuka bağlı olmalıdırlar. Dolayısıyla ta- nınan, güvenilir (yalnızca kâğıt üzerinde kalmayan) ve öngörülebilen (keyfi ya da sürprizlere açık olmayan) hukuk, mahkeme yoluyla hu- kukun korunmasında olduğu gibi, bireyin özgürlüğüne duyulan say- 74 Arnauld, a.g.e., s. 719.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1