Türkiye Barolar Birliği Dergisi 140.Sayı

337 TBB Dergisi 2019 (140) Sercan UÇAR b. Doktrinde İfade Edilen Görüşler Doktrinde düzenlenme yeri olarak gösterilecek yerin taşıması ge- reken nitelik ya da özelliklere (bu arada beldeler, köyler ve mahalle- lerin bu nitelik ya da özellikleri haiz olup olmadığına) ilişkin çeşitli görüşlerin ileri sürüldüğü görülmektedir: Bazı yazarlar konuya ilişkin ilkesel açıklamalarda bulunmakla ye- tinmiş; beldeler, köyler ve mahallelerin bu niteliği haiz olup olmadığı hususunda bir açıklamaya ise yer vermemiştir. Örneğin Öztan, düzen- lenme yerinin “belli” ve “mümkün” bir yer olmasının yeterli olduğu- nu ifade etmektedir. 26 Düzenlenme yerinin “belli” olması hususunda ise Yazar, “gerekli kesinlikten mahrum olmama” kıstasına dikkat çek- mektedir. 27 Tekinalp düzenlenme yerinin belirli ve bulunabilecek bir yer şeklinde ortaya çıkması gerektiğini belirtmektedir. 28 Reisoğlu da düzenlenme yerinin tereddüt uyandırmayacak şekilde yazılmasının yeterli ve geçerli olduğu görüşündedir. 29 Bazı yazarlar, Yargıtay kararlarında ifadesini bulan 30 “idari birim” kavramından hareketle konuyu değerlendirmektedir. Pulaşlı , Yüksek Mahkeme tarafından ortaya konulan bu kıstası benimsemektedir. 31 Bo- zer/Göle ise yer kavramının idari birim olarak daraltılmasının hiçbir an- lamı olmadığını ifade etmektedir. Yazarlar’a göre böyle bir daraltma, hangi yerlerin idari birim olduğu konusunda emek ve zaman isteyen bir araştırma gerektirecek; bu durum da çekin tedavül kabiliyetini dü- şürecektir. Bu doğrultuda Yazarlar “köy ve benzeri idari birimlerin” düzenlenme yeri olarak gösterilebileceğini dile getirmektedir. 32 26 Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, 2.b., Ankara 1997, s. 1056. 27 Öztan, s. 1056, dn. 77. 28 Açıklamalarının devamında Yazar, “Nişantaşı” ifadesinin bu niteliği haiz oldu- ğunu; ancak “Kadıköy’de her yerde bulunabilecek bir sokak ismi” söz konusu ise şartın gerçekleşmemiş olduğu sonucuna varılacağını belirtmektedir. Bunun öte- sinde Yazar beldeler, köyler ve mahallelere ilişkin bir açıklamaya yer vermemiştir, bkz. Tekinalp, s. 91. 29 Reisoğlu, Keşide Yeri, s. 23. 30 Bkz. Aşa. II/A/2/c. 31 Bununla birlikte yazar, aynı adlı birden fazla ilçenin bulunması halinde, karışıklı- ğın giderilmesi adına, il adının çeke yazılması gerektiğine işaret etmektedir, bkz. Pulaşlı, s. 282. 32 Bozer/Göle, s. 254-255.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1