Türkiye Barolar Birliği Dergisi 140.Sayı
338 6360 Sayılı Büyükşehir Kanunu Hükümleri Işığında Çekte “Düzenlenme Yeri” ve ... Doktrinde yer kavramının beldeler, köyler ve mahalleler özelinde irdelendiği de görülmektedir: Narbay , düzenlenme yeri olarak her yerde bulunması mümkün olan belde, köy veya mahalle adlarının yazılmasının geçerli bir ya- zım olarak nitelendirilemeyeceğini; aksi takdirde çekin zorunlu unsur eksikliği sebebiyle geçersiz olacağını ifade etmektedir. Yazar, düzen- lenme yerine ilişkin belirsizliğin giderilmesi (ve dolayısıyla geçerli bir çekten bahsedilebilmesi) adına, söz konusu belde, köy veya mahalle adının yanına bağlı olduğu il ya da ilçenin de yazılması gerektiği gö- rüşündedir. 33 Moroğlu , işlevi ve hukuki güvenlik ihtiyacı sebepleriyle, düzen- lenme yerinin “bir yönetim biriminin coğrafi adı” olarak gösterilmesi gerektiğini; söz konusu yönetim biriminin tüzel kişiliğinin bulunması- nın ise şart olmadığını ifade etmektedir. Bu doğrultuda Yazar, köy ve mahallelerin geçerli birer düzenlenme yeri olduğunu belirtmektedir. 34 Kendigelen de köy ve mahallelerin düzenlenme yeri niteliğini haiz ol- duğu görüşündedir. 35 c. Yargıtay Uygulaması Yargıtay kararlarında yer kavramını somutlaştırma çabası dikkat çekmektedir. Belirtmek gerekir ki Yüksek mahkeme, kavramı daralt- ma eğilimindedir. 36,37 Yargıtay, eski tarihli kararlarında düzenlenme yerinin “mülki tak- simatta belirli bir yer” olması gerektiğine hükmetmiştir. 38 Yargıtay’ın görece güncel kararlarında ise “idari birim” kavramına başvurduğu 33 Narbay, s. 813-814. Ayrıca bkz. Ceza hukuku ilkelerini esas almakla birlikte 6. CD, T. 06.05.1997, E. 1997/4697, K. 1997/4803: “…çekte keşide yerinin ‘Çemberlitaş’ olarak yazıldığı, hangi il veya ilçeye bağlı olduğu belirtilmemiş olduğundan, bu haliyle Türk Ticaret Kanunu’nun 692. maddesinde yazılı keşide yerinin bulunma- dığı …” (www.kazancı.com ). 34 Moroğlu, Düzenlenme Yeri, s. 159-160. 35 Kendigelen, s. 95-96. 36 Bozer/Göle, s. 254-255. 37 Hemen aşağıda ortaya konulan Yargıtay kararlarının bir kısmı bonoyu konu edin- mektedir. Ancak bu kararların çek bakımından da geçerli olduğundan tereddüt edilmemelidir. 38 12. HD, T. 06.10.1994, E. 11001, K. 11719 (Gönen Eriş, Çek Hukuku, 5. b., Ankara 2004, s. 46).
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1