Türkiye Barolar Birliği Dergisi 140.Sayı
33 TBB Dergisi 2019 (140) Semih Batur KAYA 3. Çoğulcu Demokrasi Hukuk düzeni ani çekilmiş bir resimde (enstantane) isabetli ve net olarak görülebilen statik bir olgu değildir. Aksine hukuk olgusu değişim ve dönüşüme uğramaktadır. 79 İşte anayasa bu değişim ve dö- nüşümün başını çekmektedir. Anayasa devlete halkın genel iradesine uygun olarak meşruluk kaynakları sağlar. O, halkı meşruluk öznesi olarak koşullandırır. 80 Bu aynı zamanda modern devletin hukukuna ilişkin irade sorunudur. Anayasal devletin parametrelerinden biri hu- kuk devletiyse diğeri de çoğulcu demokrasidir. Dolayısıyla anayasal devlet demokrasiyi ihmal edemez; zaten demokrasi anayasal hukuku- nun irade sorunuyla birebir ilişkilidir. Zaten böyle olmasaydı, hukuk devleti hedefinden sapardı. Dolayısıyla eğer anayasal devletin huku- ku, demokrasinin, yani irade sorununun doğru anlamı hakkındaki fik- ri çabaları ihmal ederse, kendisiyle ilgili verilen karar farkında olma- dan bir dönüşüme uğrar ki nihayetinde kimsenin içinden çıkmayacağı bir sanrıya dönüşür. Şu halde anayasal demokrasi teorisi salt bir de- mokrasi kavramından ziyade, normatif geçerliliği yanında hukuk bi- limi tarafından da geliştirilmesi gereken işlevsel içeriklere de sahiptir. Demokrasi düşüncesi iktidara yönelik irade ve istekten kaynak- landığına göre, o zaman halkın iktidarı tek tek bireylerden yola çıkı- larak gerekçelendirilebilir. Halkın kendisi, varlık bilimi açısından bir bütün olarak, ne irade ne de fiil ehliyetine sahiptir; yani yönetmeye muktedir değildir. Yalnızca halk müntesipleri, bireylerin toplamını oluşturur. Onların siyasi icraat ve etki birliği ile olan bağlantısı bir düzenleyici sürece ihtiyaç duyar ki “meşruiyet sağlayan olgu olarak” halk egemenliğinin talebine devlet iktidarını fiilen halka ve onun ira- desine dayandırılarak yanıt verebilsin. “Eşit toplumsal fırsatlara sahip bir demokraside de vatandaşlar (devlet halkı) ancak devlet vasıtasıy- Mahkemelerin kararları genellikle geniş kapsamlı siyasal etkiler doğrumaktadır. Ayrıca anayasa mahkemelerinin kararları ayrıntılı hukuksal kurallara daynılarak değil zorunlu olarak ilke normlar biçiminde konulmuş olan ve ayrıntılarının sonradan belirlenmesi gereken anayasa kurallarına dayanılarak verilmektedir. Zafer Gören, “Anahyasa Yargısı ve Yasama Türk ve Alman Hukukunda Anayasa Mahkemesi ve Parlamentonun Karşılıklı Etkileşimi ”, Anayasa Yargısı Dergisi , 81- 145, s. 90. 79 Cristoph Grabenwarter, “Hukuk Düzeni Hiyerarşisinde Anayasa”, içinde Anayasa Teorisi, Ed. Otto Depenheuer, Christoph Grabzenwarter, Çev. Ed. İlyas Doğan, Çev. Hilal Kafkas, Lale Yayıncılık, 2014, s. 403. 80 Isensee, a.g.e., s. 214.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1