Türkiye Barolar Birliği Dergisi 140.Sayı

342 6360 Sayılı Büyükşehir Kanunu Hükümleri Işığında Çekte “Düzenlenme Yeri” ve ... izlenimi yaratmaktadır. Öz bir ifade ile yinelemek gerekirse Yargıtay, çekte düzenlenme yeri olarak gösterilebilme niteliği bakımından tüzel kişiliği haiz olma koşulunu aramaktadır. Yüksek Mahkeme’nin bu yaklaşımına katılma olanağı yoktur. Bu yönde bir kabulü gerekli kılan hususlar şu şekilde sıralanabilir: İ lk olarak, hukuki öngörülebilirlik ilkesine dikkat çekilmelidir . Konu bel- deler örneğiyle somutlaştırılabilir: Yüksek Mahkeme’nin yaklaşımına göre, mahalle statüsüne dönüştürülen (ve fakat ismi hâlâ belde olan 48 ) beldeler düzenlenme yeri niteliğini haiz değildir. Hemen yukarıda işaret olunduğu üzere, yalnızca otuz ilin sınırları içerisinde yer alan beldeler mahalle statüsüne dönüştürülmüştür. Geriye kalan elli bir ilde ise beldeler, belde belediyesi (bu arada tüzel kişi) niteliğini korumak- tadır. Yerleşik Yargıtay uygulaması dikkate alınırsa, söz konusu elli bir ilde yer alan beldelerin düzenlenme yeri olarak gösterilebilme nitelik- lerini koruduğu açıktır. Dolayısıyla beldelerin düzenlenme yeri niteli- ğini haiz olup olmamaları hususunda, sınırları içerisinde bulundukları il esasına dayanan ikili bir ayrım ortaya çıkmıştır. Dikkat çekilmesi gereken ikinci husus, çeke olan güvenin ve böylelikle çekin tedavül kabiliyetinin arttırılmasıdır. Esasen bu husus, hemen yu- karıda ifade edilen hukuki öngörülebilirlik ihtiyacının bir uzantısını oluşturmaktadır. Hukuk düzeni, çek kullanımını yaygınlaştırma ve böylece çekten beklenen menfaati sağlama amacı gütmekte ise, çeke olan güveni arttırmak zorundadır. Kuşkusuzdur ki, çek hukuku kural- larının yeknesaklaşması, çeke olan güvenin arttırılması bakımından el- zemdir. Yeknesaklaşma adına, çek hukukunun şekle ve süreye ilişkin ikilemlerinin mümkün olduğu ölçüde giderilmesi gerekmektedir. 49 Bu doğrultuda, mezkûr Yargıtay kararının benimsenmesi halinde, sonu- cun tersine olacağına dikkat çekilmelidir. Aynı adı (belde adını) taşı- yan birimlerin düzenlenme yeri olarak gösterilip gösterilemeyeceği hususunda, sınırları içerisinde bulundukları il esasına dayalı bir ayrı- ma gidilmesi, çeke olan güveni zedeleyecektir. Konu lehtar ve muha- tabın hukuki durumlarından hareketle somutlaştırılabilir: 48 Bkz. Yuk. II/B. 49 Korkut Özkorkut, “Çek Hukukunda Ödeme İçin İbraz Süreleri”, BATİDER , 1997, C. 19, S. 2, s. 60-61.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1