Türkiye Barolar Birliği Dergisi 140.Sayı

376 “Alternatif” Bir Uyuşmazlık Çözüm Yolu (Arabuluculuk) Aracılığıyla “Alternatif” İş Hukukuna Doğru İş hukuku, 19. yüzyılda işçi ve işveren taraflarının fiilen eşit olma- dıkları görüşünün devlet tarafından kabul görmesiyle ortaya çıkmış ve devletin emredici hukuk kurallarıyla yoğun biçimde müdahalede bulunduğu, kamu hukuku yönü ağır olan bir hukuk dalıdır. İş huku- ku, işçinin hukukudur ve ortaya çıkış amacı işçinin korunmasıdır. İş yargılaması hukuku da bu ilke üzerinde temellenmiştir. İş yar- gılamasının temel ilkelerinden biri işçinin korunması ilkesidir. Dola- yısıyla iş uyuşmazlığında, “işçinin korunması” ilkesinin yaşama ge- çirilmesinin güvencesi yargısal çözümdür ve bu yargısal çözüm de iş yargılamasının kendisine özgü ilke ve usullerinin uygulanmasından geçmektedir. İş hukukunun temel ilkelerinden bir diğeri, iş hukuku kurallarının emredicilik niteliğidir. Zayıf taraf olarak işçinin iş sözleşmesinden ya- hut yasadan kaynaklanan haklarının önemli bir bölümü mutlak veya nispi emredici kurallarla korunmuş olup, tarafların bu normları işçi aleyhine değiştirebilmeleri mümkün değildir. Bir başka deyişle iş hu- kuku, iki tarafın iradesine tabi olmayan hükümler içerir. İşçi, yasayla korunan haklarına iş mahkemelerindeki yargılama süreci sonrasında ulaşabilmektedir. İş mahkemelerinin verdiği kararlar da üst mahke- meler tarafından emredici normlara uygunluk bakımından denetlen- mektedir. Buna karşılık alternatif çözüm yolları, işçiye bu tip bir emredici koruma sağlamamaktadır. Bu hukuki tabloda taraflar hiçbir sınırlama olmaksızın arabulucu önünde işçilik alacakları üzerinde pazarlık ede- bilecektir. Sonuçta ortaya çıkacak olan işçiler için “ikinci sınıf” bir adalet ola- caktır. 3. ZORUNLU ARABULUCULUĞUN KADIN İŞÇİLERE VE GÜÇ DURUMDAKİ BAZI İŞÇİ GRUPLARINA UYGUNLUĞU SORUNU: “ÜÇÜNCÜ SINIF” ADALET Öte yandan taraflar arasında yukarıda sözü edilen güç eşitsizlikle- rine, toplumsal cinsiyetten kaynaklı güç eşitsizliği, kültürel güç eşitsiz- liği (örneğin işçinin egemen ırk veya etnik kökenden, cinsel yönelim- den olmamasından, göçmen olmasından kaynaklanan güç eşitsizliği) veya fiziksel veya ruhsal güç eşitsizliği (örneğin çocuk veya engelli

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1