Türkiye Barolar Birliği Dergisi 140.Sayı

38 Modern Hukukun Belirlenmesi Serüveni Üzerine Bir Deneme Sonuç Anayasa basit bir normlar toplamı değildir; aynı zamanda bir de- ğerler ve düşünceler bütünüdür. “Büyülü parşömen” olan anayasa bir yandan modern devleti dizayn etmekte diğer yandan insanların hak ve özgürlüklerini korumaktadır. Dolayısıyla anayasal devlette iktidar ilişkilerinde özne birey ve onun iradesidir. İktidar ve onun somut for- mu niteliğindeki devlet ise bu söz konusu iktidar ilişkilerinde nesne konumundadır. Özne-nesne ilişkisi bu şekilde kurulduğunda ancak anayasal devlet bir anlam ifade eder. İşte bu doğrultuda anayasacılık 95 iktidarın sınırlandırılması ve bu sınırlı ortamda bireyin hak ve özgür- lüklerinin tanınıp güvenceye bağlanmasını ifade eder. 96 Anayasacılı- ğın özü bu bağlamda denge ve denetimdir. Bu şekilde iktidar karşısın- da konumlanan anayasacılık düşüncesi beraberinde çeşitli değerler ve düşünceler bütününü getirmektedir. Bunlardan en temelleri de hukuk devleti, çoğulcu demokrasi ve kuvvetler ayrılığıdır. Anayasa hukukun kaynağıysa anayasacılık da bunun temel felsefesi ise o halde huku- kun da buna göre şekillenmesi beklenir. Dolayısıyla gelişen ve değişen anlamıyla hukuk olgusu modern zamanlarda anayasacılık düşüncesi üzerinde temellenmektedir. Bu durum aynı zamanda Rousseau’nun şu endişesini de çözümlemektedir: İnsanlar özgür doğdular; ancak her yerde prangalanmışlardır. 97 İşte bu doğrultuda norm ve irade sorunu hukuk olgusunun ka- rakterini belirlemede iki önemli etkendir. Norm sorunu hukuk olgu- sunun köken veya kaynak sorununu çözümlerken irade sorunu ise hukuk olgusunun eylemselliğini ortaya koyar. Yönetime ilişkin norm ve irade oluşumları ve gelişimleri bir bütün olarak birbirinden farklı- dır. Norm hukuksal alana, irade ise politik alana aittir. Bu bakımdan norm ve irade birbiriyle uyuşmazlar ve çoğunlukla çatışma halinde- 95 Anayasacılık modern siyasal düşünce içerisinde önemli bir araç konumundadır. Anayasacılık, sözleşmesel metaforların konuşlandırılması, siyasi düzenin özgür ve eşit bireylerin anlaşmasına dayandığı yönünde bir inanç taşması nedeniyle özellikle yararlıdır. Anayasacılık özgürlük ve eşitlik değerleriyle ilişkilidir. Martin Loughlin, Sword and Scales, Hart Publishing, Oxford, Portland Oregon, 2000, s. 174. 96 Locke bu bağlamda anayascılığın önemli temsilcilerinden biridir. O sınırlı iktidar teorisinin önemli bir temcilcisidir. Ona göre iktidar hiçbir zaman keyfi olmamalıdır. Loughlin, a.g.e., s. 166. 97 Loughlin, a.g.e., s. 162.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1