Türkiye Barolar Birliği Dergisi 140.Sayı

39 TBB Dergisi 2019 (140) Semih Batur KAYA dirler. Buradaki gerilim iradenin norm üretmeye, bir başka söylemle politik alanının hukuk üretmeye girişimi ile ortaya çıkmaktadır. Nor- mun etkinliği ve uygulanması aşamasında ise gerilim gittikçe artmak- tadır. Nitekim iradenin normu üretme ve norma egemen olma girişimi tarihsel süreç içerisinde yönetimlerin karakterini belirleyen en önemli değişken konumunda olmuştur. Gerçekten de Machiavelli’nin iktidarı hükümdara eşitleme ve hükümdar iradesini yüceltme teorisi, Bodin’in ve Bossuet’in monarşiyi ve devlet iradesini yüceltmesi, Hobbes’un Leviathan’ı, Rousseau’nun genel iradesi ve Hegel’in kutsalı bu bağ- lamda örnek gösterilebilir. Dolayısıyla norm ve irade özdeşliği veya iradenin norma karşı egemenliğinin yönetimleri nasıl bir başkalaşıma uğrattıkları açık bir şekilde ortadadır. İradenin hukuku tekel olarak sahiplenmesi normun kökeninin irade olduğu anlamına gelmez. İradenin burada yaptığı bir tür zorba- lıktır. Böylece irade normu yaşam rejimindeki bir aleti ve oyunun bir parçası olarak tasarlar. İrade yaşam rejimini oluşturur ve oyun kura- larını belirler. Temel normun, yani anayasacılılığın somut bir formu olarak anayasanın, değerler ve düşünceler dizisinden oluşan ve buna bağlı olarak gelişen bir değer yargısı vardır. Ancak temel norm aynı şekilde mantıksal tutarlılığa ve reel bütünlüğe de sahiptir. Dolayısıy- la temel norm ile türev norm arasındaki bağ belirli bir dayanağı ve tekniği bulunan bir etkileşim olarak somutlaşır. O halde temel norm ile türev norma arasında bir değer hiyerarşisi sorunu yoktur. Bura- da temel normun vücut bulup cisimleşmesi ve eylemsellik kazanması söz konusudur. Yani türev norm bir anlamda temel normun bizatihi kendisidir. Ancak türev norm temel norma, bir başka deyimle dirim- sel kaynağına varma tırmanışında değişken ve dinamik bir yapı ser- gilediği ve yeryüzünde reel süreçlerde mümkün olan en doğru formu kazanmayı hedeflediği söylenebilir. Bu nedenle türev normun dina- mik bir yapısının olduğunu ve statiği ve statükoyu amaçlamadığını belirtmek gerekir. Bu durumda türev normun kaynağı sorunu ortaya çıkmaktadır. Pozitivist yaklaşım bu soruna “devletçi pozitivizm” yak- laşımıyla karşılık vermektedir. Oysa türev norm yukarıda da belirtil- diği gibi temel normdan kaynaklanmaktadır ve ona dayanmaktadır. 98 98 Normun gerek oluşumu gerek etkinliği ve uygulanması aşamasında politik veya hukuk dışı diğer etkenler tarafından müdahale görmesi normu yozlaştırır ve araçsallaştırır. NitekimOrwell’ınHayvanÇiftliği adlı eserinde temel normun türev

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1