Türkiye Barolar Birliği Dergisi 140.Sayı

87 TBB Dergisi 2019 (140) Mehmet KARAARSLAN Şüphesiz alternatif usullerle uyuşmazlıkların çözülmesi idari yargı önüne gidebilecek dava sayısını azaltacak ve bu durum idari yargının içtihatlarla gelişmesini olumsuz etkileyecektir. Buna karşın yargının iş yükünün azalması sebebiyle mahkemeler, önlerindeki dosyalara daha çok zaman ayırarak daha kapsamlı değerlendirmeler yapabilecek ve nitelikli kararlar verebileceklerdir. Bu kararlar da idari yargının gelişi- mine daha çok katkı sunacaktır. Diğer bir ifadeyle dava sayısının azal- ması ile ortaya çıkabilecek olumsuzluk nitelikli ve kapsamlı kararlarla giderilebilecektir. Yine uzlaşma görüşmelerinin gizli yapılıyor olması konusunda getirilen eleştirilerde kısmen haklılık olmasına karşılık uzlaşma belge ve metinleri üzerinde idari ve mali denetimlerin yapılıyor olması bu hususta ortaya çıkabilecek suiistimallerin engellenebileceğini göster- mektedir. Alternatif uyuşmazlık çözme usullerinin basitliği, çabuk- luğu, ucuzluğu gibi temel özellikleri göz önüne alındığında bu yön- temlerin, hem adli ve hem de idari uyuşmazlıklarda öncelikle tercih edilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda 659 sayılı KHK ile getirilen sulh müessesesi önemli bir aşama olarak kabul edilebilir. Zira 659 sayılı KHK ile bir alternatif çözüm yolu olarak sulh müessesesi getirilmiştir. 659 sayılı KHK’nın 1. maddesine göre genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, TBMM, Cumhurbaşkanlığı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, Hâkimler ve Savcılar Kurulu ve özel bütçeli idarelerin gerek adli ge- rekse idari uyuşmazlıkları konusunda dava açmadan ve icra takibinde bulunmadan önce karşı tarafı sulha davet etmeleri esası benimsenmiş- tir. Sulh yoluyla öngörülmüş olan çözüm sadece idarenin davacı ve alacaklı olduğu uyuşmazlıklar için değil, aynı zamanda idarenin borç- lu ya da davalı olduğu uyuşmazlıklar ile ceza uyuşmazlıkları için de öngörülmüş bir yöntem olarak düzenlenmiştir. Aynı KHK’nın ilkeler başlıklı 3. maddesinde, idarelerin taraf olduğu uyuşmazlıklarda, taraf- ların hak ve menfaatlerinin dengeli bir şekilde değerlendirilerek adil ve hakkaniyete uygun olarak çözülmesi öngörülmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 313. maddesine göre sulh; görülmekte olan bir davada, taraflar arasındaki uyuşmaz- lığı kısmen veya tamamen sona erdirmek maksadıyla, tarafların mah- keme huzurunda yapmış olduğu sözleşme olarak düzenlenmektedir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1