Türkiye Barolar Birliği Dergisi 141.Sayı
108 Modern Devlet ve Uyuşturucu ABD Örneği Üzerinden Bir İnceleme power), kamusal bürokrasi, otorite/meşruiyet ve vatandaşlık unsurla- rının öne çıktığı görülmektedir. 7 Batıdaki büyük tarihsel anlatı modern ulus devletin dünya sahnesine çıkışında otuz ve seksen yıllık din sa- vaşları sonucunda imzalanan Westphalia Antlaşması’na (1648) büyük önem atfetmektedir. Bu tarihten sonra, zaman içerisinde, dünyada po- litik toplumun en yaygın biçimi ‘modern (ulus) devlet’ olmuş ve süreç günümüze kadar devam etmiştir. Kuşkusuz kamu hukukuna ilişkin bir çalışma, modern devlet de- nilen fenomenin Batı’da feodal çok merkezliliğin ve yatay/dikey po- litik iktidar ağlarının süreç içerisinde ortadan kalkması sonucu ortaya çıkan bürokratik merkezileşmeye ve dikey iktidar ilişkilerinin ağırlığı- na dayalı olduğunu söyleyecektir. Bu merkezileşmenin ana arterlerini merkezi bir vergi ve ordu sistemi ile bürokrasinin oluşturduğu açıktır. Yine aynı merkezileşmenin ilk görünümü erken modern zamanlarda mutlak iktidar olarak ortaya çıkmıştır. Onsekizinci yüzyıl sonlarından itibaren ise yine batı kamu hukukunda ortaya çıkan iktidarın sınırlan- ması olgu ve kavramı ile zaman içerisinde bu bileşene bağlı kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü, insan hakları gibi olgular ve kavramlar modern Anayasalcılık 8 denilen ideolojik/politik bir hareketin doğu- şunu, günümüze değin tartışılmasını ve modern devleti şekillendir- mesini beraberinde getirmiştir. Anayasalcılık hareketi için ideolojik/ politik hareket deyimini özellikle kullandım; çünkü sosyal bilimlerde ve kamu hukukunda ideolojiden ve/veya politikadan tümüyle bağım- sız, hukuki veya başka tür, saf bir kavramın olamayacağı düşüncesin- deyim. Ki ondokuzuncu yüzyılın naif, tarafsız, nötr kavramlar peşinde koşan pozitivist bilimsel yaklaşımlarının kendilerinin de bizatihi ide- olojik olduğu, çağdaş sosyal kuramın geldiği noktada genelde kabul gören bir görüştür. Bu çerçeveden baktığımızda, Anayasalcılık hareke- tinin de on dokuzuncu yüzyılın tarihsel ve sosyo-politik koşullarında ortaya çıkan liberal ideolojinin bir alt kolu olduğu gerçekliğiyle karşı karşıya kalacağımız açıktır. 7 Ibid s. 8. 8 Literatürde Anayasalcılık yerine uzun süre Anayasacılık terimi kullanılmıştır. Ancak son dönemde kavramın içeriğine daha uygun olduğunu düşündüğümüz Anayasalcılık terimi kullanılmaya başlanmıştır. (Bu konuda bkz. Ergun Özbudun, Anayasalcılık ve Demokrasi, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2. Baskı, İstan- bul, 2015).
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1