Türkiye Barolar Birliği Dergisi 141.Sayı

144 Modern Devlet ve Uyuşturucu ABD Örneği Üzerinden Bir İnceleme Narkotik Çiftlik Yasası ile birlikte müzmin madde kullanıcıları, iş- ledikleri suç hem tıbbi- Kolb ve destekçilerinin katkısı- hem de yasal bir söylemle-Harrison Yasası ve buna ilişkin Yüksek Mahkeme yorum- ları- açıklanabildiği için, diğer suçlulardan farklı bir kategoriye konul- du. Bağımlı artık hem cezai hem de tıbbi müdahalenin konusu haline gelmişti. Tıbbi ve cezai unsurların birlikteliği terapi rejiminin esasını oluşturmaktaydı. Narkotik çiftlikler normal hapishanelerden daha az cezalandırıcı kurumlardı. Bununla birlikte, kapatılma ve otoriter di- siplin uygulamaları bu tedavinin de ethosunu teşkil etmekteydi. Bu kurumlardaki terapi rejimi hasta suçluları yeniden akli sağlığı yerinde insanlar haline getirip, onların kendi davranışlarını kontrol etmelerini, kendilerini yönetebilmelerini, sağlıksız ilişkilerden kaçınabilmelerini, uyuşturucu kullanımının cazibesiyle mücadele edebilmelerini ve top- lumsal yaşama geri döndüklerinde normal bir hayat sürebilmelerini amaçlamaktaydı. Bu anlamda, psikoterapi tedavisi bağımlılığın pan- zehiri olarak, hasta suçluyu özgürlüğünden ettiği bir tedavi rejimi so- nucunda onun özgür iradesini yeniden tesis edecekti. Buna göre, bu kurumlarda kullanılan tıbbi-cezai iktidar hasta-suçluyu nesneleştir- memekte, onu tedavi ederek ‘özgür iradeli (normal)’ bir birey haline getirmekteydi. Psikoterapik rejimin en şiddetli eleştirilerinden birisi sosyolojist Alfred Lindesmith tarafından yapılmıştır. Lindesmith’e göre psiko- terapik rejimin savunucuları (Kolb, Schutz) araştırmalarında hatalı veriler kullanmışlardı. Lindesmith uyuşturucu bağımlısının toplum tarafından bağımlı olarak yaftalanmasının (dope fiend) ve onun bu ba- ğımlılığı içselleştirmesinin, bağımlıda kullanımdan önce var olabilecek zihni-patolojik bir durumdan daha etkili olabileceğini savunuyordu. O dönem Lindesmith’in yaklaşımı az sayıda bilim adamı tarafından savunuluyordu ve onların eleştirisi Amerika’nın uyuşturucu politika- sında büyük bir değişikliğe yol açmadı. Yine de bazı itirazlar vardı. August Vollmer (Kaliforniya Berkeley polis amiri) mevcut uyuşturucu politikasının büyük ölçüde başarısız olduğunu, bu politikanın uyuş- turucu arzını, kullanımını azaltmadığını, aksine bu hususta bir yeraltı ekonomisi yarattığını ve binlerce çaresiz uyuşturucu kullanıcısını suç- lular haline getirdiğini belirtmişti. 111 111 S. Ghatak “The Opium Wars”, s.51-52.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1