Türkiye Barolar Birliği Dergisi 141.Sayı
149 TBB Dergisi 2019 (141) Sezgin Seymen ÇEBİ imkânsız olduğunu düşündüğümüz bir çaba içinde olunmadı. Yine konunun ziyadesiyle tarihsel ve kültürel bir fenomene ilişkin olması makalede kaçınılmaz olarak spesifik zaman ve mekanlara odaklanıl- masını gerektirmiştir. Bunun dışında, uyuşturucu kavram ve feno- meninin de tıpkı modern devlet gibi tarihsel-politik bir zemine sahip olması ve mevcut haliyle son derece modern oluşu da, konunun ele alınışında, modern uyuşturucu kavramının ortaya çıkışında kritik öneme sahip felsefi, politik, hukuki, bilimsel, edebi ve kültürel söylem ve pratiklerin önemli gördüğümüz bazıları üzerine yoğunlaşmayı ge- rektirmiştir. Modern bir fenomenin ne olduğunu anlamanın en iyi yol- larından birisi de kuşkusuz tarihsel bir karşılaştırma yapmaya imkân verecek ölçüde onun modern öncesi hallerine kısmen de olsa eğilmek- tir. Makalemizin asıl amacı ABD’de özellikle 1910’lardan sonra ortaya çıkıp 1930’lara kadar sürmekle beraber, ABD’de dahil bir çok ülkede etkisini bugün de gördüğümüz, uyuşturucuya ilişkin güvenlik mer- kezli disiplin ve tedavi rejiminin ortaya çıkışını sağlayan spesifik tarih- sel, mekansal ve kültürel söylem ve pratiklerin nasıl inşa edildiğini ve bu hususta modern devletin kullandığı söylem, teknik ve pratiklerin etkisini göstermektir. Bunun yapılabilmesi ise hem modern devletin hem de uyuşturucunun tarihselliğinin ve modern öncesi bazı spesifik görünümlerinin vurgulanmasıyla mümkün olabilecekti. Dolayısıyla makalenin metodolojik gelişiminde ilgilendiğimiz kavramların kısa da olsa konumuz açısından önemli gördüğümüz öncesi, inşası, gelişimi ve dönüşümüne ayrılan yerin gerekliliğine inanıyoruz. Bir diğer perspektiften, bu makalenin modern devletin ve uygula- malarının, spesifik bir zaman (erken yirminci yüzyıl) ve mekan (ABD) üzerinden, M. Foucault tarafından geliştirilen biyoiktidar ve biyopo- litika ve yönetimsellik kavramları üzerinden görüntülenmesi olarak da okunabileceğini belirtmiştik. Bu görüntü bize ABD’de sözü edilen dönemde uyuşturucu rejiminin hiç de neden sonuç ilişkilerine dayalı bir determinist çerçevede gerçekleşmediğini netlikle göstermektedir. Esasen Foucaultcu soykütüğü yöntemi tam da tarihe ilişkin bu deter- minist bakışa karşı çıkmaktadır. Uyuşturucuya ilişkin oluşan güvenlik merkezli tıbbi-cezai kontrol rejimi Amerikan Doktorlar Derneği, Ame- rikan Eczacılar Birliği gibi kuruluşların yanında hastanelerde, hapisha- nelerde, kliniklerde, güvenlik teşkilatında, karakollarda, laboratuvar- larda, Amerikan Kongresi’nde, eyalet yönetim ve uygulamalarında, hatta uluslararası toplantılarda ortaya çıkan söylemlerin, pratiklerin,
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1