Türkiye Barolar Birliği Dergisi 141.Sayı

16 İnancını Açıklamama Hakkı Açısından Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartlarındaki Din Hanesi İHAM daha sonra içtihadını aynı doğrultuda sürdürmüş ve Yunanistan’da, avukatlık mesleğine başlayabilmek 17 ve bir davada tanıklık yapabilmek 18 için öngörülen dini yemin zorunluluğuna dair başvurularda ihlal kararı vermiştir. Bu başvurularda Mahkeme’nin ih- lal kararı vermesine neden olan husus, dini yemin yerine, dini içerikte olmayan resmi bir taahhütte bulunma seçeneğini kullanan başvuru- cuların, bu seçeneği kullanabilmek için yerel mahkemeleri, Ortodoks Hıristiyan inancına sahip olmadıkları konusunda ikna etmek duru- munda kalmalarıdır. Öyle ki Dimitras ve diğerleri davasında İHAM’ın altını çizdiği üzere, bu süreçte yerel mahkemeleri ikna edemeyen bi- reylerin dini bir yemin etmek zorunda kalmaları da olanaklıdır. 19 Değinilen son üç kararda inanç özgürlüğünün ihlaline neden olan özellik, tek başına, bireylerin sahip oldukları inancı muafiyet talebi sı- rasında yetkili makamlarla paylaşmak zorunda kalmaları değildir. İh- lalin nedeni, bireylerin, söz konusu muafiyet taleplerini ayrıntılı olarak temellendirmelerinin gerekmesi, bunun için farklı bir inanca sahip ol- duklarını kanıtlamak zorunda kalmaları ve yetkili makamların, ince- ledikleri talepler hakkında, ret kararı da dâhil olmak üzere, geniş bir takdir yetkisine sahip olmalarıdır. Bu tür geniş ve keyfi bir yetkinin, inanç özgürlüğünün ihlali sonucunu doğurması, her ne kadar İHAM bu kararlarda açık bir atıf yapmasa da, Mahkeme’nin yerleşik içtihadı hali- ne gelen temel bir ilke ışığında anlamlı hale gelir: “Sözleşmede güvence altına alınmış inanç özgürlüğü hakkı, devlete, dini inançların ya da bu tür inançları ifade etmek için kullanılan araçların meşru olup olmadığı- nı belirlemede herhangi bir takdir yetkisi tanımaz.” 20 Bu üç davada in- celenen süreçlerde, muafiyet taleplerini değerlendirmek açısından oto- ritelere tanınan geniş takdir yetkisi, bireylerin inançlarının niteliği ya da tutarlılığını sorgulama ve dolaylı olarak da bu inançların meşruluğunu tartışma sonucunu doğuracak özelliktedir. Bu tür bir takdir yetkisi hem kötüye kullanılabilir hem de bu kötüye kullanma ihtimali yüzünden bireyler muafiyet talebinde bulunmayabilir. Bu durum, bireyin sahip olduğu muafiyet hakkının etkinliğinin ortadan kalkmasına neden olur. 17 İHAM, Alexandridis v. Yunanistan, No. 19516/06, 21 Şubat 2008. 18 İHAM, Dimitras ve diğerleri v. Yunanistan, No. 42837/06, 3237/07, 3269/07, 35793/07, 6099/08, 3 Haziran 2010. 19 Ibid, § 85. 20 İHAM, Manoussakis v. Yunanistan, No. 18748/91, 26 Eylül 1996, § 47; Hasan and Chaush v. Bulgaristan, No. 30985/96, 26 Ekim 2000, § 78.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1