Türkiye Barolar Birliği Dergisi 141.Sayı

24 İnancını Açıklamama Hakkı Açısından Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartlarındaki Din Hanesi bireyin inancının nüfus kayıtlarında yer almasının, hangi açılardan kamu yararına hizmet ettiğine dair herhangi bir gerekçelendirmeye gitmemiştir. 1982 Anayasası döneminde konu tekrar AYM önüne gelmiştir. 1995 tarihli karar, ilkinden çok daha kapsamlı bir gerekçeye sahiptir ve bu nedenle AYM’nin bakış açısını kavramak açısından yol göstericidir. AYM’ye göre bireyin dini; “ulusun demografik yapısının kamu yararını ilgilendirmesi ne- deniyle “şahsî hal” bilgisi olarak nüfus kütüklerine geçirilmektedir. Devletin nesnel öğeleri, ülke ve ulusu oluşturan insan topluluğudur. Devletin, vatandaşlarının özelliklerini bilmesi gerekir. Devleti oluştu- ran topluluğun bireylerini ve bunların özelliklerini bilme isteği, kamu düzeni ve kamu yararı ile ekonomik, siyasal ve sosyal gereklere ve gereksinimlere dayanmaktadır… Anayasa’nın “Kimse... dinî inancı ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz” kuralından, kişilerin hangi dine bağlı olduğunun bir bilgi olarak resmî kayıtlara geçirilemeyeceği an- lamı çıkarılamaz. Anayasa’nın izin vermediği husus, zorlamadır. Zor- lama “dinî inanç ve kanaatlerin açıklanması”yla ilgilidir. “Dinî inanç ve kanaat” kavramını, sadece demografik bir bilgi olarak ya da kişi- lik bilgisi olarak aile kütüğüne yazılacak “dinî bilgisi” ile sınırlandır- mak olanaklı değildir. “Dinî inanç ve kanaat” kavramı bir kişinin şu ya da bu dinden ya da inançtan olmasını kapsayan dar bir kavram olmayıp, din ve inanç yönünden pek çok hususu bünyesinde barın- dıran geniş bir kavramdır. Anayasa’nın 24. maddesinde yasaklanan, kişinin dininin öğrenilmesi değil, dinî inanç ve kanaatlerinin zorla açıklattırılmasıdır”. 40 Mahkeme’nin bu karardaki gerekçeleri gerek İHAM’ın Sinan Işık kararında ortaya koyduğu ilkelere, gerekse de 1982 Anayasası’nda cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan özelliklere açıkça aykırıdır. Söz konusu aykırılığın temelinde, bireyin dini aidiyetinin, onun bir yurttaş olarak ayırt edici özelliği olarak kabul edilmesi yatar. Bireyi, dini aidiyeti üzerinden tanımlamanın İHAS’a aykırılığı, İHAM tarafın- dan yukarıda aktarılan Sofianopoulos kararından bu yana vurgulanan hususlar arasında yer alır. Ayrıca devletin temel nitelikleri arasında 40 AYM, E: 1995/17, K: 1995/16, 21.6.1995, Anayasa Mahkemesi Kararlar Dergisi , S. 31, C. 2, 1996, s. 543-544, 548.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1