Türkiye Barolar Birliği Dergisi 141.Sayı
372 Borca Katılma Sözleşmesi rir. Ancak unutulmamalıdır ki, borca katılma sözleşmesinin kurulması anında bu borcun mutlaka doğmuş olması şart değildir, ileride doğa- cak bir borca katılmak da hukuken mümkündür. Bu halde aranan tek koşul geçerli bir borca katılma sözleşmesi için geçerli bir borcun varlı- ğıdır. Katlanılan borcun geçersiz olması ya da bazı hâllerde sonradan geçersiz hâle gelmesi, borca katılma sözleşmesinin de geçersizliği so- nucunu doğuracaktır. Bu durum, borca katılma sözleşmesiyle ifası üst- lenilen borcun, doğumu aşamasında bir başka borcun (alacaklı ile ilk borçlu arasındaki sözleşmeden doğan borcun) geçerliliğine bağlı ol- masından dolayı ferîliğini ortaya koymaktadır. Hukukumuzca kabul edilmesi en olası düşünce 23 de borca katılmadan doğan borcun, doğu- mu aşamasında ferî olduğu yönündedir. Borca katılmadan doğan bor- cun, bu ilk aşamadaki ferîliği, bu sözleşmeyi, müteselsil borçluluğun genelde rastlanan oluşturulma şekli olan birlikte borç üstlenmeden doğan müteselsil borçluluktan da ayırmaktadır. Zira bu tür mütesel- sil borçlulukta, her borcun varlığı ve geçerliliği, diğerinden bağımsız olup, bu bağımsızlık hem borcun doğumu, hem de devamı aşamasın- da kendisini gösterir. Borca katılan, doğmuş olan bir borca sonradan katılma (mevcut borca katılma) şeklinde gerçekleşen borca katılmalarda, borca katılma anında, borç hangi hukuki durum içindeyse, borcu o haliyle üstlenmiş sayılmaktadır. Esasen bu durumun aksi de mümkündür, fakat aksi kararlaştırılmadığı sürece, borca katılan nasıl ilk borcun ifa edileceği tüm şartlarla aynen bağlı ise, borcu da, borca katıldığı an itibarıyla bu- lunduğu duruma göre üstlenmiş sayılmaktadır. Bu yönden de borca katılma sözleşmesinden doğan borç, doğumu anında ilk borçla ferîlik ilişkisi içindedir. Borca katılanın borcunun doğumu anında mevcut olan ferîlik ke- falet sözleşmesinin aksine süreklilik arz etmez. Borca katılanın borcu bir defa geçerli olarak doğduğu andan itibaren, devamında bağımsız bir nitelik kazanır. Özellikle asıl borçlunun sahip olduğu edim yüküm- lülüğünün geçersizliği borçlunun şahsından ziyade, edimin objektif imkânsızlığından meydana gelirse, borca katılan yine aynı edimi yü- 23 Stephan Madaus, Der Schuldbeitritt als Personalsicherheit, Band 2, Rostock 2001, s. 25; Wolfhard Kohte, Die Stellung des Schuldbeitritts zwischen Bürgschaft und Schuldübernahme, JZ 21/1990, s.997-1005, s. 997; Reichel, Hans, Die Schuldmitü- bernahme, München 1909, s. 47 (aktaran Altay, s.53 vd.)
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1