Türkiye Barolar Birliği Dergisi 141.Sayı

395 TBB Dergisi 2019 (141) Hasibe Sena AKKIŞLA zalarsa, sözleşmenin tarafı olma iradesi bulunmasa dahi, sözleşmenin bu yönde yorumlanması tehlikesi doğmaktadır. Borca katılma sözleşmesinin alacaklı ile borca katılan arasında farklı yazılı metinlerde akdedilmesi hâlinde, çoğunlukla ilk sözleş- meyle borca katılma sözleşmesi arasında çok kısa da olsa bir zaman aralığı bulunur. Bu sebeple ya borca katılma sözleşmesi, ya da ilk bor- cu doğuran sözleşme daha önce akdedilmiş olur. Ne var ki, alacaklı ilk borcu doğuran sözleşmeyi bizzat imzalarken, borca katılma sözleşme- sini kendi adına ve hesabına akdetmesi için bir doğrudan temsilci ata- yabilir. Böyle bir durumda, az bir ihtimal dahi olsa, her iki sözleşmenin aynı anda akdedilmesi mümkündür. Bunun şöyle bir amacı mevcuttur sözleşmede borca katılanın sözleşme tarafı gibi yorumlanması riskini ortadan kaldırır. Zira borca katılanın alacaklı ile ilk borçlu arasındaki sözleşmeye taraf olarak dâhil olması, asıl borçlunun onayını gerekti- recektir. 3. Sonradan Borca Katılma Borca katılmanın, sözleşmenin akdedildiği an yönünden en çok rastlanan türü, ilk borcun doğumundan sonra gerçekleşen borca katıl- ma olup, bu sebeple borca katılma kurumu, genel olarak mevcut borca katılma şeklinde de ifade edilmektedir. Borca katılma, alacaklı ile asıl borçlu arasında imzalanan sözleşmeyle geçerli bir borcun doğumun- dan sonra ayrı bir sözleşme olarak alacaklı ile borca katılan arasında akdedilir. 72 B. SÖZLEŞMENİN KURULMA AMACINA GÖRE Borca katılma sözleşmesine uygulanacak kuralların tespiti, taraf- ların bu sözleşmeyi yapmalarındaki amaca göre belirlenir. Borca ka- tılmanın kural olarak alacaklıya teminat verme amacıyla akdedilmesi sebebiyle, tipik amacının teminat olduğu kabul edilmekle birlikte, bu sözleşmenin doktrinde teminat amaçlı borca katılma ve borçtan kur- tarma amaçlı borca katılma olarak ikiye ayrıldığı kabul edilmektedir. 72 Ancak alacaklı ile ilk borçlu arasındaki sözleşmeden bir borç doğmuş, ne var ki bu borcun hükümlerini doğurması bir geciktirici şarta bağlanmış ise, borca katıl- madan doğan borcun hüküm doğurması da bu geciktirici şartın gerçekleşmesine tâbidir, Atalay, s.100.