Türkiye Barolar Birliği Dergisi 141.Sayı

403 TBB Dergisi 2019 (141) Hasibe Sena AKKIŞLA ca katılma hukuki sebep yönüyle eksik kalacaktır ve borca, borçlunun yanında katılan kişi olarak ilk borçtan bağımsı düşünülmesi mümkün olmayacaktır. TBK m.201 ilk cümlesinde “..borçlu ile borçtan sorumlu olması sonucunu doğuran bir sözleşme” olarak anlaşılan lafzi ifadede iki ayrı borç sebebinden bahsedilemez. İlk düşünce bu yönüyle daha tutarlı denilebilir. Zaten iki farklı zamanaşımına tabi olan bir duru- mun doğması hukuken borca katılma sözleşmesinin amacına da aykı- rılık teşkil eder. Zamanaşımı bakımından değinilmesi gereken bir diğer husus ise borca katılmada borçlu ve borca katılan müteselsil sorumlu olacak- lardır, TBK m.155 hükmünce müteselsil olan borçlular için asıl borçlu bakımından kesilen zamanaşımı borçluların hepsi için kesilmiş kabul edilir denilmesiyle de kanun koyucunun amaçladığı yine ilk görüşün bir yansımasıdır. Bu hususta 93 gerek TBK m.153 içerisinde zamana- şımının durması gerekse TBK m.154 ile sayılan sebepler bakımından da yine denilmesi gereken borca katılma ile asıl borcun aynı sebepten doğmuş olduğu ve zamanaşımı uygulama esasları bakımından asıl borcun zamanaşımı kurallarına tabi olacağıdır. C. ALACAKLIYA İFADA BULUNAN BORCA KATILANIN RÜCU HAKKI TBK’nın 166/III. maddesinde borcu sona erdiren bir diğer sebep olan ibra hakkında yeni bir düzenlemeye yer verilmiştir. Buna göre, alacaklının müteselsil borçlulardan biriyle yaptığı ibra sözleşmesi, di- ğer borçluları da, ibra edilen borçlunun iç ilişkideki borca katılma payı oranında borçtan kurtarır. İlgili düzenlemeyi borca katılma halinde değerlendirecek olursak, alacaklı ilk borçlu ile ibra sözleşmesi yapmış ise, borca katılan da bu ibradan yararlanır ve ilk borçlunun iç ilişkide payına düşen miktar oranında borçtan kurtulur. Bu durumda borca katılan ibra oranında borçtan kurtulduğu için, iç ilişkide ibra edilen borçluya karşı rücu hakkı bulunmayacaktır. Netice itibariyle alacaklı tek başına ilk borçluyu ibra etmemiş, ibra ettiği miktar oranında alaca- ğından müteselsil borçlu konumunda bulunan borca katılana karşı da vazgeçmiş olacaktır. 94 93 Aksi görüş Şener, s.1310. 94 Altay, s. 193; Turan Başara, s. 420.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1