Türkiye Barolar Birliği Dergisi 141.Sayı

437 TBB Dergisi 2019 (141) Gülşah Sinem AYDIN mişse ve arsa maliki bu tehlikeyi ortadan kaldırmak istiyorsa, derhâl yükleniciye TMK m. 716’ya dayalı tescile zorlama davası açmalı ve bu davada TMK m. 1010/b.1 uyarınca çekişmeli hakların korunmasına ilişkin mahkeme kararı şerhinin konulmasını talep etmelidir. B. Tescilin Bozucu Koşula (Şarta) Bağlanamayacağı Kuralı Bakımından Değerlendirme Yargıtay tarafından aynî etkili dönme görüşü ile benzer sonuçların benimsenmesi, tescili bozucu koşula bağlamaktadır. Zira tapuya tesci- lin yapılmış olmasına rağmen yüklenicinin mülkiyeti kazanmasının, ifanın gerçekleşmesi koşuluna tâbi olduğunu belirtmek, tescilin bozu- cu koşula bağlanması demektir. Bu durumda TBK m. 173 gereğince bozucu koşul ile başlangıçta geçerli sözleşmeye dayalı yapılan tescil, TMK m. 992 uyarınca mülkiyet karinesini tescil sahibi adına oluştura- cak, ancak gelecekteki gerçekleşip gerçekleşmeyeceği bilinmeyen olgu gerçekleştiğinde, bu defa mülkiyet karinesi TMK m. 1024 uyarınca yolsuz tescile vücut verecek ve TMK m. 1025 uyarınca tapu sicilinin düzeltilmesi davasına konu olacaktır. 44 Oysa TMK m. 1020/I’e göre “Tapu sicili herkese açıktır”. Ayrıca “Bir taşınmazın koşula bağlı satışın- da, koşul gerçekleşmedikçe tapu siciline tescil yapılamaz” şeklindeki TBK m. 243/I hükmü ile koşulun tescille bağdaşmadığı vurgulanmıştır. Bu hususta Türk Sicil Tüzüğü m. 16/II’ye göre “İstem, tescili bozucu veya hükümsüz kılıcı kayıt ve şarta bağlanamaz” . 45 Böylece Yargıtay tarafından aynî etkili dönme görüşü ile benzer sonuçların benimsenmesi, eşya hukukunda geçerli olan tescilin koşula bağlanamayacağı genel kuralı 46 yanlar arasındaki sözleşmelerin feshine karar verilmesi halinde, karşı davadaki yüklenicinin istemi ile ilgili olarak da bir karar verilmesi gerekir. Değinilen yönler dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulma- sı gerekmiştir”, www.kazanci.com, erişim tarihi: 29.07.2018. 44 Özmen, TBBD, s. 507. 45 Tasarruf işleminin aksine, taşınmaz mülkiyetini devir borcu doğuran işlemler -ör- neğin satış sözleşmesi- koşula bağlı olarak yapılabilir. Kanun hükümleri bu konu- da açık kural getirmiş olmasına rağmen, uygulamada tapu sicil müdürlüklerinde vade ve koşula bağlı resmî senet düzenlenememektedir. Böylece Roma Huku- ku’ndaki reel sözleşme kurumunun bugün Türk Hukuku’nda yer almamakta iken, taşınmazın devrine yönelik işlemler bakımından uygulamada yaratıldığına ilişkin, Özmen/Ürem, s. 25 dn. 36. 46 Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, Eşya Hukuku, s. 331; Oğuzman/Seliçi/Ok- tay-Özdemir, N. 848; Sirmen, Şart, s. 105 vd.; Ertaş, s. 148; Ayan, M., s. 375; Esener/ Güven, s. 141; Akipek/Akıntürk, s. 295; Sirmen, Eşya Hukuku, s. 180; Nomer/

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1