Türkiye Barolar Birliği Dergisi 141.Sayı

69 TBB Dergisi 2019 (141) Gonca EROL geri çağırma hakkı, yalnızca 6 kantonun anayasasında yer alan ve çok nadir bir biçimde kullanılan bir usuldür. 75 İsviçre’de geri çağırma hakkının mevcut olduğu Uri dışındaki 5 kantonda yalnızca kolektif geri çağırma mümkündür. İsviçre’de tek tek görevliler yerine yönetim organlarının bir bütün olarak geri çağrı- lıyor olması ülkede benimsenmiş olan nispi seçim sistemi ile açıklan- maktadır. Nitekim 1986’da Solothurn kantonunda tek tek görevlilerin de geri çağrılabilmesine imkân tanıyan bir değişiklik önerilmiş ancak bu öneri, yasama üyeleri nispi sistem ile seçildiği gerekçesi ile uygun- suz bulunarak reddedilmiştir. 76 1980’e kadar İsviçre’de 9 kanton anayasasında geri çağırma hak- kına yer veriyordu ancak 1980’de Aargau, 1984’te Basel Landschaft ve son olarak 2007’de Lucerne kantonları anayasalarını yenilerken geri çağırma hakkına yeni anayasalarında yer vermemiştir. Günümüzde 6 kantonun anayasasında hala geri çağırma hakkı bulunmaktadır: Bern, Schaffhausen, Solothurn, Ticino, Thurgau and Uri. 77 Bonaparte tarafından, bazı İsviçre kantonlarının anayasalarına konulmuştur. Ser- dült, s.162. 75 Tıpkı Almanya gibi, İsviçre’de de geri çağırma hakkı federal düzeyde uygulana- bilen bir hak değildir. Bununla birlikte İsviçre Anayasası’nda, geri çağırma ola- rak nitelendirilemeyecek olsa da, sonuçları itibariyle seçmenler tarafından federal yasama ve yürütme organının görevden alınmasına sebep olan bir usul de mev- cuttur: Anayasa’nın 138. maddesine göre 100.000 seçmenin imzası ile federal ana- yasasının tümden revize edilmesine yönelik bir halk girişimi başlatılabilir. Eğer bu girişim halkoylamasında kabul edilirse, Anayasa md.193’e göre, yasama orga- nının her iki meclisinin de seçimlerinin yenilenmesi gerekir. Ayrıca Anayasa’nın 175. maddesinin 2. fıkrası gereği, bu durum federal yürütme organı olan Federal Konsey’in de seçimlerinin yenilenmesi sonucunu doğurmaktadır. Dolayısıyla, halk girişimi yoluyla anayasanın tümden değiştirilmesi halinde, federal yasama ve yürütme organlarının görevlerinin sona ereceğini öngören bu düzenlemenin geri çağırma hakkına benzer sonuçlar ürettiği söylenebilir. Bu araç bir kez 1935 yılında sağcı-ulusalcı kesimler tarafından kullanılmıştır ancak seçmenlerin yüzde 72’sinin oyu ile bu girişim reddedilmiştir. Serdült, s.163. 76 Alfred Kölz, Der Weg der Schweiz zum Modernen Bundesstaat: Historische Ab- handlungen, 1789, 1798, 1848, 1998, Chur ve Zürich: Rüegger, 1998’den Aktaran: Serdült, s.163. Geri çağırma hakkının nispi temsil seçim sistemi ile uyumsuz ol- duğu ileri sürülmüştür. Örneğin Arend Lijphart, geri çağırma hakkının yalnızca çoğunluk sisteminin bulunduğu yerlerde uygulanabilir bir hak olduğunu, nispi temsille bağdaşmadığını ifade etmiştir. Arend Lijphart, Çağdaş Demokrasiler: Yirmibir Ülkede Çoğunlukçu ve Oydaşmacı Yönetim Örüntüleri, Çev: Ergun Öz- budun ve Ersin Onulduran, Ankara: Yetkin Yayınları, 1996, s.173. 77 Serdült, s.163.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1