Türkiye Barolar Birliği Dergisi 141.Sayı

92 Avrupa Ülkelerinde Geri Çağırma Hakkı House of Commons’taki koltuğunu kaybedecek ve o seçim bölge- sinde bir ara seçim gerçekleştirilecektir. Eğer ilgili seçim bölgesinin oy kullanma yeterliğine seçmenlerinin yüzde 10’unundan azı dilek- çeyi imzalarsa, parlamento üyesi dilekçe nedeniyle House of Com- mons’taki koltuğunu kaybetmeyecek ve bu yüzden bir ara seçim ya- pılmayacaktır.” Seçmenlerin geri çağırma dilekçesine imza atmaları için 6 haftalık bir süreleri bulunmaktadır (Md.9/2). İmzalar belirlenmiş merkezlerde bizzat atılabildiği gibi, vekil aracılığıyla yahut posta yoluyla da atıla- bilmektedir (Md.11/1). İmza aşaması tamamlandıktan sonra, dilekçenin, ilgili seçimbölge- sinin oy kullanma yeterliğine sahip kayıtlı seçmenlerinin en az yüzde 10’u tarafından imzalanıp imzalanmadığı denetlenmektedir. (md.14) Eğer yeterli sayıda geçerli imza var ise, parlamento üyesi görevden alınmış, koltuğu boşalmış olmaktadır. (md.15) Yasa ayrı bir geri ça- ğırma seçiminden söz etmemektedir. Onun yerine, boşalan yerin ya- pılacak bir “ara seçim” ile doldurulacağı ifade edilmiştir (md.1/2b ve md.9/4). Dahası, görevden alınan parlamento üyesinin bu ara seçimde aday olmasının önünde bir engel de bulunmamaktadır (md.1/11). Ancak henüz imza atma işlemi devam ederken, ilgili parlamento koltuğu herhangi bir nedenle (ölüm, istifa vb.) boşalırsa veya Commons Sözcüsünün ilgili seçim görevlisine geri çağırma sürecini gerektiren şartlardan birinin oluştuğu bildiriminde bulunmasından itibaren 6 ay içerisinde yapılmak üzere bir genel seçim kararı alınır ise, geri çağırma süreci sona ermektedir. (md.13) Görüldüğü gibi İngiltere mevzuatı, geri çağırmayı, birtakım suç- lardan mahkûm olmak yahut parlamento kararı ile görevden uzak- laştırılmış olmak hallerinde işletilen oldukça sınırlı uygulama alanına sahip bir hak olarak öngörmüştür. Geri çağırma nedenleri seçmene, si- yasal sebeplerle geri çağırma yoluna gidebilme şansını hiçbir biçimde tanımayan düzeyde dar ve sınırlayıcı bir şekilde belirlenmiştir. Hatta hakkın işletilmesi büyük ölçüde bir yargı kararı ile mahkûmiyete bağlı olduğu için, (her ne kadar sürece mahkemeler bizzat dâhil olmuyor olsa da) İngiltere’deki usul, yarı-siyasal değil yarı-yargısal bir usul ola- rak nitelendirilebilir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1