Türkiye Barolar Birliği Dergisi 142.Sayı
11 TBB Dergisi 2019 (142) Cengiz Ozan ÖRS şey” olarak açıklanmıştır. 1 Bu anlamdan da görüleceği üzere sır; bir olayın, bilginin, durumun başkalarınca bilinmesinde sakınca görüldü- ğü için dışarıya karşı korunmasıdır. Bu koruma ihtiyacı, sırrın içeriğini oluşturan konunun başkalarınca bilinmemesinde yarar görülmesin- den kaynaklanır. Sır kavramı bu anlamda, alenileşmemiş, başkalarına kapalı bir alan oluşturur. 2 İkinci kavram “devlet” kavramıdır. Devlet kavramı ile ilgili birçok düşünür tarafından verilmiş tanımlar bulunmaktadır. Buna karşın, bu tanımlarda ortak bazı noktalar olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu or- tak noktalar ki esasında devletin öğelerini de belirtmektedir, insan top- luluğu (ulus), ülke (toprak), egemenlik ve siyasal örgütlenmedir. 3 Dev- let kavramının tanımına bir örnek olarak Atatürk’e göre devlet, “ belli bir toprakta yerleşmiş ve kendine özgü bir güce sahip olan bireylerin toplamından oluşan bir varlıktır ”. 4 Jellinek’e göre ise, “ egemenlik gücüyle aslen donatıl- 1 TDK Güncel Türkçe Sözlük, http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_ gts&view=gts, (E. T: 24.10.2017). 2 Rukiye Akkaya Kia, “Devlet Sırrı, Kimin Sırrı?”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fa- kültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, C: 19, S: 2 (Prof. Dr. Nur Centel’e Armağan), 2013, s. 749. Sırrın subjektif ve objektif olmak üzere iki unsuru bulunmaktadır. Subjektif unsurdan, sır sahibinin sır oluşturan bilginin üçüncü kişiler tarafından öğrenilmemesini istemesi anlaşılır. Objektif unsur ise, sır olan bilginin başkaları tarafından bilinmemesidir. Sır konusunun başkaları tarafından bilinmemesi veya “belirli” bir çevre tarafından bilinmesi gerekir. Bu çevredekilerin sayısı, tamamen nisbi olup; bir kişi olabileceği gibi birden fazla kişi de olabilir. Buna, parolanın belirli bir askeri grup tarafından bilinmesi örnek verilebilir. Bkz. Oğuz Sancakdar, Disiplin Yaptırımı Olarak Devlet Memuriyetinden Çıkarma ve Yargısal Denetimi, Yetkin Yayınları, Ankara, 2001, s. 234. 3 Fevzi Demir, Anayasa Hukuku - Genel Esaslar ve Türk Anayasa Hukuku, 7. Bas- kı, Birleşik Matbaacılık, İzmir, 2009, s. 27-28. Devletin unsurları insan (ulus), top- rak (ülke), egemenlik (devlet gücü/erki) olarak da belirtilmektedir. Bu teoriye üç unsur teorisi denilmektedir. Örneğin Jellinek’in devlet tanımı, üç unsur teorisine göre yapılmış bir tanımdır. Bkz. Kemal Gözler, Devletin Genel Teorisi, Ekin Kita- bevi Yayınları, Bursa, 2007, s. 4. Demir ise, bu üç unsurun yanında egemenliğin ortaya çıkması bakımından bir önkoşul olması nedeniyle devletin öğesi olarak siyasal örgütlenmeyi de saymaktadır. Bkz. Demir, s. 35. 4 “Devletin sahip olduğu gücü anlatırken, bu gücü kendine özgü diye nitelendi- riyoruz. Gerçekte devleti oluşturan ulusun bağrında nüfuz kullanan güç, birey olarak hiç kimse tarafından verilmiş değildir. O, bir siyasal nüfuzdur ki, devlet kavramının kendinde vardır ve devlet onu halk üzerinde uygulamak ve ulusu dı- şarıda temsil etmek ve başka uluslara karşı savunmak yetkisine sahiptir. Bu siya- sal yetki ve güce ‘irade’ ya da ‘egemenlik’ denir”. Bkz. M. Kemal Atatürk, Medeni Bilgiler (Uygarlık Bilgileri), 4. Baskı, Örgün Yayınevi, İstanbul, 2014, s. 172; A. Afet İnan, Medeni Bilgiler ve M. Kemal Atatürk’ün El Yazıları, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2010, s. 36. Atatürk’ün devlet kavramı ile ilgili yazdıkları için bkz. Atatürk, s. 171-172; İnan, s. 35-36.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1