Türkiye Barolar Birliği Dergisi 142.Sayı

13 TBB Dergisi 2019 (142) Cengiz Ozan ÖRS çıkarı 11 bulunmaktadır. Güven içinde olması, varlığını sürdürmesi, devletin gizli kalması gereken askeri, siyasi bilgi ve belgelere sahip olmasını zorunlu kılar. 12 Öyleyse, devletin güvenliği ve buna bağlı olarak yaşamsal çıkarlarının korunması açısından bazı bilgilerin saklı tutulması gerektiği açıktır. 13 Böylece, bir devlet sırrı açığa çıktığında ya da açıklandığında, devlet büyük ve onarılmaz bir zarar görüyor- sa, bilginin saklanmasında kamu yararı olduğu düşünülür 14 ve o bilgi açıklanmaz ve devlet sırrı oluşturur. Buraya kadar açıkladıklarımızdan bir sonuca varmak gerekir- se, devletlerin sırları olabileceğini hatta olması gerektiğini kuramsal olarak kabul etmek gerekir. Devletlerin ulusal güvenliklerine ilişkin sırlara sahip olmadan yaşayabileceklerini ya da olası tehlikelere karşı yaşamlarını korumak için bazı stratejik bilgileri oluşturarak gizliliğe bağlamalarının gerekmediğini ileri sürmek mantıklı bir yaklaşım ol- edildiğini belirtmektedir. Bunun yanında, devlet sırrı kapsamında kabul edilen bir diğer alan ise devletin uluslararası ilişkileriyle ilgili bilgi ve belgelerdir. Bkz. Seydi Kaymaz, Ceza Muhakemesi Hukukunda Devlet Sırrı, Seçkin Yayıncılık, An- kara, 2014, s. 30. Özkan’da, “devletin güvenliği ve dış ilişkiler ile ilgili bilgiler, ilke olarak gizliliğin kabul edilerek, tartışılmasının yapılmadığı alanı oluşturmakta- dır.” demektedir. Bkz. Gürsel Özkan, Demokratik Yönetimin Birinci Adıma Bilgi Edinme Hakkı, Türkiye Kamu-Sen, Ankara, 2004, s. 86. 9.11.1983 tarihli, 2945 sayı- lı Milli Güvenlik Kurulu ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Kanunu m. 2/a’da ise milli güvenlik; “devletin anayasal düzeninin, milli varlığının, bütün- lüğünün, milletlerarası alanda siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik dâhil bütün menfaatlerinin ve ahdi hukukunun her türlü dış ve iç tehditlere karşı korunması ve kollanması” biçiminde tanımlanmıştır. Sınar’a göre, 2945 sayılı Kanun’da yer verilen milli güvenlik tanımının, uluslararası (ya da dış) ilişkiler gibi tüm diğer kavramları bir bütün halinde kapsadığı tartışmasızdır. Bkz. Hasan Sınar, “Dev- let Sırrı Kanunu Tasarısı Üzerine Düşünceler”, Fasikül Aylık Hukuk Dergisi , S: 42, 2013, s. 9. Bize göre de, ulusal güvenlik kavramı yanında ayrıca dış ilişkiler kav- ramını kullanmaya gerek bulunmamaktadır. Ulusal (milli) güvenlik kavramıyla ilgili bkz. Lütfi Duran, “Sosyal Hareketler ve Milli Güvenlik”, İktisat ve Maliye, C: 17, S: 4, 1970, s. 165-172; Rona Aybay, “Milli Güvenlik Kavramı ve Milli Güvenlik Kurulu”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi , S: 1, C: 33, 1978, s. 59- 82; Tayfun Akgüner, “Milli Güvenlik Kavramı Üzerine Bazı Düşünceler”, İdare Hukuku ve İlimleri Dergisi, C: 6, S: 1-3, 1985, s. 13-16; Hasan Tunç/ Ayhan Döner, “MGK ve Milli Güvenlik Kavramı”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yük- sekokulu Dergisi , S: 1, 1998, s. 3-23. 11 Hafızoğulları/Özen, s. 23. Devletin güvenliğinden, devleti oluşturan tüm öğele- rin güvenliğinin anlaşılması gerekir. Böylece, güvenliğin sağlanmasında devletin yaşamsal çıkarı bulunduğu daha somut olarak görülür. 12 Hafızoğulları/Özen, s. 23. 13 Özkan, s. 86; Yusuf Ziya Polater, “Bilgi Edinme Hakkının Sınırları ve Devlet Sırrı”, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Dergisi , S: 122, 2016, s. 130. 14 Akkaya Kia, s. 751.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1