Türkiye Barolar Birliği Dergisi 142.Sayı

169 TBB Dergisi 2019 (142) Edanur ŞENYÜZ kararla aynı gerekçeye dayanan mahkeme kararları aşağıda verilmiştir. İstanbul Bölge İdareMahkemesi 2. Vergi DavaDairesi E:2016/1192, K:2016/1845 sayılı kararı, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 3. Vergi Dava Dairesi E:2016/543, K:2017/804 sayılı kararı, Danıştay 9. Dairesi, 26.10.2015 tarih ve E:2012/7625, K:2015/11496 sayılı kararı, Danıştay 4. Dairesi, 23.05.2017 tarih ve E: 2014/3380, K:2017/4766 sayılı kararı, Sadece HMK’daki düzenleme olsaydı bu görüş kabul edilme- si önünde engel olmazdı. Oysa aynı konuyla ilişkili düzenleme de AvK’da vardır. Avukatlık sözleşmesinde davanın karşı tarafına hiz- met sunulacağı konu edilemez. Hizmetin sunulması bakımından AvK’daki düzenlemeyi göz ardı eden mahkeme kararları eksik hukuki değerlendirmeyi içermektedir. Avukatın müvekkili ile yapmış olduğu avukatlık sözleşmesi avu- katla müvekkil arasındaki hukuki yardımı konu alan bir sözleşmedir. Bu sözleşmenin bir kısmında veya tamamında gizli veya açık hiçbir şekilde davanın karşı tarafı yer almaz. Avukatlık hizmeti müvekki- le sunmak üzere kurulmuştur. Müvekkil, avukatla kendisine hizmet sunması için sözleşme yapmış olup tersini düşünmek sözleşme sada- katine ve AvK’daki yasağa aykırılık oluşturur. Karşı vekâlet ücreti GV bakımından avukatın müvekkiline vermiş olduğu avukatlık hizmeti- nin bir parçası olduğu kabul edilirse de aynı şey KDV bakımından söy- lenemez. Avukatın müvekkiline sunduğu hizmet avukatlık sözleşmesi kapsamında olup GV’ye tabidir. Oysa karşı vekâlet ücreti kanundan kaynaklanan bir borçtur. Sebebi avukatlık sözleşmesi değildir. Bu ne- denle karşı vekâlet ücreti bakımından sunulan bir hizmet yoktur ve KDV’ye tabi tutulamaz. Bu nedenlerle mahkemenin görüşüne katıl- ortaya konulmuştur. Dolayısıyla Avukatlık Kanunu’na göre haklı çıkan tarafın avukatına ait olan bu vekalet ücretinin, elde eden avukat için Gelir Vergisi Ka- nunu açısından serbest meslek kazancı niteliğinde olmasına rağmen, hem verilen hizmet karşılığı elde edilen bir bedel niteliğinde olmaması, hem de hizmet verilen kişiden tahsil edilen bir bedel olmaması sebebiyle, katma değer vergisi konusuna girmemesi gerekir….”

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1