Türkiye Barolar Birliği Dergisi 142.Sayı
173 TBB Dergisi 2019 (142) Edanur ŞENYÜZ egemenlik gücüne dayanarak tek taraflı iradesiyle kişilere yüklediği bir kamu alacağı şeklinde tanımlanan verginin, anayasal sınırlar için- de salınıp toplanması zorunluluğu açıktır. Anayasa’nın 73. maddesi, “vergi resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir ve kaldırılır” düzenlemesini içermekte olup öğreti ve uy- gulamada verginin kanuniliği ilkesi olarak adlandırılan bu ilke vergi, kesin ve benzeri kamusal erke dayalı tüm yükümlülüklerin yasayla düzenleme zorunluluğunu öngörmektedir. Kanunilik ilkesi vergilen- dirme yetkisini kullanan yasama organına bağlayıcı bir sınır çizerek; verginin konusu, matrahı, yükümlüsü, vergiyi doğuran olay, yaptırı- mı ve ödeme zamanı gibi verginin temel unsurlarının kanunla belir- lenmesinin yanı sıra, verginin tarh ve tahsil işlemlerinin de kanunlara uygun olarak yürütülmesini gerekli kılmaktadır. 107 AvK’nın (m.164/ son) karşı vekâlet ücretinin hak sahibi ve borçlusunu belirlemiştir. İda- renin genel düzenleyici işlemlerle vergisel sonuçları etkileyecek şekil- de ilişkilerin tarafını değiştirmesi kabul edilemez. Usuli bir durumu açıklama gerekçesi kapsamında tebliğle taraf oluşumunun değiştiril- mesi ve bu suretle vergisel sonuçlar üzerinde değişiklikler yaratılması kanunilik ilkesine aykırılık oluşturur. Tebliğde serbest avukatların karşı vekâlet ücretiyle ilgili kazanan tarafa serbest meslek makbuzu düzenlemeleri tutarın alınmasına (tah- siline) bağlanmıştır. İdare alınan tutar üzerinden KDV’nin hesaplanıp ayrıca gösterileceği görüşündedir. Bu görüş KDV’nin vergiyi doğu- ran olayın hizmetin sunulmasının tamamlanmasıyla doğacağı şeklin- deki kanuni düzenlemeye aykırıdır. Tebliğle karşı vekâlet ücretinin KDV’ye tabi olmasının tahsil esasına bağlanması GV ile KDV’deki vergiyi doğuran olayın aynı hale getirilmesi demektir. Karşı vekâlet ücretinin KDV tabi olduğu kabul edilirse, doğması bakımından ücre- tin ödenmesinden veya alınmasından bahsedilmesi KDV’ye tamamen aykırıdır. KDSV’nin vergiyi doğuran olayının GV bakımından geçerli olan vergiyi doğuran olaya bağlanmasından başka bir şey değildir. Bu yaklaşımıyla idare KDV’nin doğumunu GV için geçerli olan tahsilata bağlaması KDV mevzuatına tamamen aykırıdır. 107 Ahmet Kumrulu, “Vergi Hukukunun Bir Kısım Anayasal Temelleri ”, Ankara Üni- versitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: XXXVI, Sayı 1-4, Yıl 1979, ss. 150-151.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1