Türkiye Barolar Birliği Dergisi 142.Sayı
19 TBB Dergisi 2019 (142) Cengiz Ozan ÖRS mektedir. Tasarının genel gerekçesinde de idarelerin gerek yasa ge- rekse düzenleyici işlemlerle yasakladığı bilgilerin de TCK bakımından devlet sırrı kapsamına alınması sorunsalına değinildiği görülmekte- dir. Bu konuya genel gerekçede şöyle değinilmektedir: “ … çeşitli kanun ve düzenleyici işlemlerde de devlet sırrı ve gizliliğiyle ilgili hükümler yer al- makta ise de, bu hükümlerde devlet sırlarının hangi usul gereğince belirlenip belirtileceği, hangi hususların devlet sırrı teşkil edeceği, devlet sırrı olgusunu belirlemeye yetkili makam ve mercilerin hangileri olduğuna dair yeterli açıklı- ğa rastlanmamaktadır. Bu nedenle 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun konuy- la ilgili hükümlerinin uygulanmasında zorluklarla karşılaşıldığı gibi, basın ve yayın araçlarıyla devlet sırrı niteliğindeki konulara ilişkin olarak yapılan yayınlar sonucu devletin güvenliği, iç ve dış siyasal yararları bakımından ciddi tehlikeler ortaya çıkmaktadır ”. Tasarının genel gerekçesinde, tasarı ile kişi yararı ve toplum ya- rarının bağdaştırılmasının hedef alındığı belirtilmektedir. Bu kapsam- da, tasarıda “devlet sırrı niteliği taşıyan bilgi ve belgeler” ve “diğer gizli bilgi ve belgeler” biçiminde iki ayrı kavram temel alınmıştır. DSKT’nin üçüncü maddesinde “ devlet sırrı ” kavramı tanımlanmış olup buna göre, “Devlet sırrı; açıklanması veya öğrenilmesi, Devletin dış ilişkilerine, milli savunmasına ve milli güvenliğine zarar verebi- lecek; anayasal düzeni ve dış ilişkilerinde tehlike yaratabilecek ve bu nedenlerle niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgi ve belgelerdir”. DSKT’nin dördüncü maddesinde ise, gizliliğe bağlanan diğer kavram olan “ devlet sırrı niteliği taşımayan diğer gizli bilgi ve belgeler ” tanımlan- mıştır. Madde düzenlemesine göre, “Devlet sırrı niteliği taşımayıp da, açıklanması veya öğrenilmesi halinde ülkenin ekonomik çıkarlarına, istihbarata, askeri hizmetlere, idari soruşturmaya ve adli soruşturma ve kovuşturmaya zarar verebilecek nitelikteki veya yetkili makamlar tarafından gizlilik derecesi verilmiş bilgi ve belgeler, gizli bilgi ve bel- ge olarak kabul edilir”. DSKT’nin üçüncü maddesinde yapılan devlet sırrı tanımının, içerik bakımından BEHK’nin 16. maddesinde ve özellikle 38 CMK’nın 47/1. maddesinde yapılan tanımlar ile benzer olduğu görülmektedir. DSKT’nin dördüncü maddesinde yapılan “diğer gizli bilgiler” tanımı- 38 Sınar, bu tanımın CMK m. 47/1’deki devlet sırrı tanımının aynen tekrarı niteliği taşıdığını belirtmektedir. Bkz. Sınar, s. 8.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1