Türkiye Barolar Birliği Dergisi 142.Sayı

246 Arabuluculuk Sürecinde Adli Yardım Taleplerinde Görevli Merciye İlişkin Bir Değerlendirme ilişkin sorunlara son verecek; adalete hızlı ve etkili bir şekilde erişim sağlanmasına hizmet edecektir. VI. SONUÇ Çalışmada Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve Hukuk Uyuşmaz- lıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda yer alan adli yardımda görevli merciyi düzenleyen hükümler incelenmiştir. Belirtilen iki kanundaki düzenlemelerde yer alan temel fark, devam eden bir yargılama konu- suna ilişkin olarak adli yardım talebinde bulunulması halinde, görevli mahkemeye ilişkindir. Buna göre, derdest bir davada adli yardım ta- lebinde bulunulması halinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre davanın görüldüğü mahkeme; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulucu- luk Kanunu’na göre ise sulh hukuk mahkemesi görevlidir (HMK m. 336; HUAK m. 13/3). İki düzenleme arasındaki farkı gerekçelendirmek üzere, adli yar- dım talebinin çekişmesiz yargı işi olması ve bu sebeple çekişmesiz yargıda sulh hukuk mahkemesinin görevli olması gereği ileri sürüle- bilir. Ancak, bu gerekçe yeterli değildir ve Hukuk Uyuşmazlıkların- da Arabuluculuk Kanunu’nun tamamına yayılmış değildir. Şöyle ki, arabuluculuk anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilmesi de bir çekişmesiz yargı işi olmakla beraber; görülmekte olan bir dava sıra- sında arabuluculuğa başvurulmuş ise, arabuluculuk anlaşma belgesi- ne icra edilebilirlik şerhi bu davanın görüldüğü mahkemeden alınır (HUAK m. 18/2). Bu çerçevede, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulu- culuk Kanunu’ndan kaynaklanan yargı işleri bakımından sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu biçiminde bir genelleme de yapılama- maktadır. Arabuluculuk ücreti bakımından adli yardım talebinde bulunul- masını kolaylaştırmak ve arabuluculuk yöntemiyle uyuşmazlıkların çözümünü artırmak amacıyla, mahkeme içi arabuluculuk halinde, arabuluculuğa ilişkin adli yardım taleplerinin aynı mahkemede karar bağlanması daha yerinde bir çözüm olacaktır. Keza, tarafları arabulu- culuğa teşvik edip arabuluculuğa başvurulmasını sağlayan hâkimin, taraflardan birinin arabuluculuk ücretine ilişkin adli yardım talebini karara bağlayamamasına ilişkin paradoks da giderilmiş olacaktır. Bu suretle adalete erişim hakkı ve usul ekonomisi ilkesi sağlanmış olacak-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1