Türkiye Barolar Birliği Dergisi 142.Sayı
43 TBB Dergisi 2019 (142) Cengiz Ozan ÖRS istisnasını oluşturmaktadır. 112 Tekrar belirtmek gerekirse, CMK’nın 125. maddesi “İçeriği Devlet sırrı niteliğindeki belgelerin mahkemece incelenmesi” başlığını taşımaktadır. Maddenin birinci fıkrasına göre, bir suç olgusuna ilişkin bilgileri içeren belgeler, devlet sırrı olarak “mahkemeye” karşı gizli tutulamaz. İkinci fıkraya göre ise, devlet sırrı niteliğindeki bilgileri içeren belgeler, “ancak” mahkeme hâkimi veya heyeti tarafından incelenebilir. Görüleceği üzere, CMK’nın 125/2. maddesi, devlet sırrına ilişkin belgeleri ancak mahkeme hâkimi veya heyetinin inceleyebileceğini be- lirtmektedir. Bu düzenlemeden çıkan sonuç, Cumhuriyet Savcısının devlet sırrı niteliği taşıyan belgeleri inceleyemeyeceğidir. 113 Devlet sırrına ilişkin belgelerin yalnızca mahkeme hâkimi veya mahkeme heyeti tarafından incelenebileceğine yönelik düzenleme- nin, soruşturma evresinin sorumlusu ve yürütücüsü olan Cumhuriyet Savcısına yönelik bir güvensizlik duygusu oluşturduğu ileri sürül- mektedir. 114 Bu görüşe katılmadığımızı belirtmek isteriz. Devlet sırrına ilişkin belgeleri savunma makamı ancak kovuşturma aşamasında ve “yalnızca” yüklenen suçu açıklığa kavuşturabilecek nitelikte olan bil- giler ile sınırlı olarak inceleyebildiğine göre, Cumhuriyet Savcısının bu belgeleri inceleyememesini silahların eşitliği ilkesi açısından değerlen- dirmek gerekir. 115 112 Yumak, s. 73. 113 Hafızoğulları/Özen, s. 27. 114 Aras, s. 557. 115 Aynı yönde görüş için bkz. Yumak, s. 73. Diğer yandan, devlet sırrına ilişkin belge- lerin Sulh Ceza Hâkimliği tarafından da incelenemeyeceği göz önüne alındığında, konunun Cumhuriyet Savcısına güvensizlik ile ilgili olmadığı görülmektedir. Me- sele, Yasa Koyucunun devlet sırrının soruşturma evresinde değerlendirilmemesi iradesinden ibarettir. Bu noktada “Cumhuriyet Savcısı unvanıyla ilgili tarihsel bir anıyı aynen aktarmak istiyoruz. Bilindiği üzere, Prof. Dr. Mahmut Esat Bozkurt, savcılar için “Cumhuriyet Savcısı” unvanının isim babasıdır. “Atatürk’ün huzu- runda yapılan bir tartışma sırasında, şu soru ortaya atılır: ‘Cumhuriyet Başbaka- nı, Cumhuriyet Bakanı, Cumhuriyet Müsteşarı, Cumhuriyet Valisi, Cumhuriyet Büyükelçisi olmuyor da, neden Cumhuriyet Savcısı? Savcılara neden bu imtiyaz (ayrıcalık) tanınıyor?’ Atatürk, Bozkurt’a ‘Ne diyorsun?’ diye sorar. Bozkurt’un cevabı çok net olur: ‘Çünkü öyle bir zaman olur ki, Cumhuriyeti korumak için başbakandan, bakandan, müsteşardan, validen, büyükelçiden bile hesap sormak gerekebilir, İşte o Cumhuriyet Savcısıdır’ Atatürk, gülümseyerek hoşnut kaldığını belli eder ve ‘Devam et Bozkurt’ der”. Bkz. Güneri Civaoğlu, “Kafasına Kafasına”, Milliyet gazetesi, 25 Mayıs 2008, http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/guneri- civaoglu/kafasina-kafasina-758724/, (E.T: 22.02.2018); Vural Savaş, Çağdaşlaş- manın Tek Yolu Devrimci Hukuk, Bilgi Yayınevi, İstanbul, 2012, s. 19.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1