Türkiye Barolar Birliği Dergisi 142.Sayı
433 TBB Dergisi 2019 (142) Can AZER KKTC’de, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki (TC) düzenlemeden farklı olarak idari yargıda dava türleri tek tek sayılmamıştır. Bunun yerine idari işlem, karar ve ihmaller konusunda YİM’e yapılabilecek başvu- rular ve bu başvuruların neticesinde YİM’in verebileceği kararlar sa- yılmıştır. 14 KKTC’de idareye karşı YİM’de tam yargı davası açmanın mümkün olmadığını da belirtmek idari yargının genel yapısının anla- şılır olması ve bütünlük açısından önem taşımaktadır. 15 Anayasa’nın 152. maddesinde YİM’in hangi kararları alabileceğinden bahsedilirken tazminat kararlarına yer verilmemiş olmasından dolayı idareye karşı YİM’de bir tam yargı davası açmak mümkün değildir. 16 Yine TC’den farklı olarak idari eylem ve idari sözleşmeler de idari yargının görev alanı içerisinde yer almamıştır. İdari eylemlerin idari 5. Motorlu Araçlarla Yolcu ve Eşya Taşıması (Denetim) Yasasının 4’üncü maddesi uyarınca oluşturulan İzin Kurulunun işlem ve kararları. 6. Yukarıda sıralanan organ ve kuruluşların ihmalleridir. 14 Anayasa’nın 152. maddesinde sayılanlardan hareketle YİM’de açılabilecek dava türleri, işlem ve kararlara karşı açılabilecek iptal davası ile ihmallere karşı açılabi- lecek olan ihmalin sonlandırılması davalardır. Yine belirtmek gerekmektedir ki; Anayasa’nın 152. maddesi uyarınca YİM’de açılacak davalarda süre, karar veya işlemin yayınlanması tarihinden veya yayınlanmadığı takdirde veya bir ihmal söz konusu ise, başvuran kişinin bunu öğrendiği tarihten başlamak üzere yetmiş beş gündür. Ayrıca açılmış bir dava sırasında talep edilen ara emirlere ilişkin olarak verilmiş olan kararlara karşı da (KKTC hukuk sisteminde uygulanan ara emir, TC hukukunda yürütmenin durdurulmasının yerine getirdiği işlevi görmektedir) ku- ral olarak istinafa başvurmak mümkündür. Ayrıntılı bilgi için bkz.; Tufan Erhür- man, Yüksek İdare Mahkemesi’nin Görev Alanı, Işık Kitabevi, 2013, s. 153. 15 Erhürman (2012), s.52. 16 Bu tabi ki idarenin işlem veyahut ihmallerinden ötürü zarara uğrayan kişilerin bu zararlarını yargı yoluyla idareden talep edemeyecekleri anlamına gelmemektedir. Bu şartlar altında idarenin herhangi bir davranışından ötürü zarara uğrayan kişiler, idareye karşı adli yargıda tazminat davası açabilmektedirler. Çalışmanın konusu doğrudan bu konu olmadığı için genel bir bilgi vermek anlaşılırlık bakımından faydalı olacaktır. İdari işlem ve idari ihmalden kaynaklanan tazminat taleple- rinde, zarara uğrayan kişilerin öncelikle söz konusu işlemin yahut ihmalin or- tadan kaldırılması için idari yargıda iptal ya da ihmalin sonlandırılması davası açıp bunu kazanmış olmaları; bunun üzerine idareye başvurarak zararlarını talep etmeleri, bu isteklerinin ret edilmesi durumunda ise adli yargıda idareye karşı tazminat davası açmaları gerekmektedir. Bkz.; Yargıtay 23.12.1986 tarih, Birleşti- rilmiş Yargıtay/Hukuk 103/85 ve 104/85 sayılı kararı, s.4 (www.mahkemeler.net , erişim tarihi 22.10.2017); YİM., 6.3.2009 tarih, 355/04, D.7/09 sayılı kararı, (www. mahkemeler.net, erişim tarihi 15.10.2017) Zarar bir idari eylemden gerçekleşmiş ise bu durumda, zarara uğradığını iddia eden kişi doğrudan doğruya idareye kar- şı adli yargıda tazminat davası açabilmektedir. Bkz.; Yargıtay 16.7.1987 tarih, Yar- gıtay/Hukuk 22/87, D.16/87 sayılı kararı, (www.mahkemeler.net, erişim tarihi 04.10.2017.)
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1